Ürik asit yüksekliği ile ortaya çıkan gut hastalığı ilk belirtisini ayak başparmağında kızarıklık, şişlikle gösteriyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan gut hastalığıyla ilgili merak edilenleri anlatıyor.
GUT NASIL BİR HASTALIK?
Kanımızda ürik asit dediğimiz bir maddenin 6 mg’nin üzerinde seyrettiği bazı kişilerde görülen bir romatizmal hastalık. Vücudumuza aldığımız proteinler (et, balık, tavuk, yumurta vb.) mideden geçer, parçalanır. Vücudumuz proteini kendisi için kullandıktan sonra en son kalıntılarını ürik asit şeklinde böbrekler yoluyla atar. Yaş ilerledikçe kanda ürik asit seviyemiz yükselir ve dokularda çökmeye başlar. Daha iyi anlaşılması için çay-şeker örneğini verebiliriz. Çaya şeker kattığınızda çözülür, biraz daha eklediğinizde yine erir. Ama belli bir noktaya geldiğinde doygunluk meydana gelir ve şeker artık erimez, çökmeye başlar. Ürik asit de belli bir noktaya kadar kanda çözülmüş şekilde dolaşırken bir noktadan sonra kristaller şeklinde çökmeye başlar. Şeker nasıl en dibe çökerse ürik asit de gidip vücudun en dibine yani ayak başparmağına çöker. Ayak başparmağımız vücudun en uzak noktası olduğu için soğuk bir yerdir ve bu nedenle gut yüzde 90 hastada ayak başparmağından başlar.
NE TÜR BELİRTİLER OLUR?
Genellikle o akşam bir ziyafetten dönen 45-50 yaşındaki, biraz kilolu kişi yatağa gidip yatar. 2 saat sonra ‘Ayak başparmağıma ne oldu, acaba çarptım mı?’ diye ağrıyla uyanır. Ağrı dakikalar ya da saatler içinde şiddetlenir. Kızarır, ısınır. Bu, gutlu hastanın karşılaştığı ilk ataktır.
ATAK NE KADAR SÜRER?
İlk atak genellikle 72 saat sürer. İlk atak geçtikten sonra sessiz dönem vardır. Ondan sonra yaşam tarzına bağlı olarak tekrarlar, aynı tablo olur, sonra yine geçer. Tedavi edilmezse belli bir süre sonra yine tekrarlar. Bu hep böyle sürerken, yavaş yavaş atak sıklığı artar. 3 günde iyileşirken 10 gün sürmeye başlar. İlkin ayak parmağını etkilerken diğer eklemleri de tutar ve ataklar giderek daha uzun sürer. İleri dönemde eklem çevrelerinde, kulakta tifüs dediğimiz irili ufaklı tebeşir renginde şişlikler görülür. Gut, ileri evresinde sadece bir eklem hastalığı olmaktan çıkar. Ürik asit böbreklere, damarlara çöker, damar sertliğine, kalp krizine, böbrek yetmezliğine neden olur.
SEBEPLERİ NELER?
Ürik asidi vücuttan atan enzimlerde bozukluk önemli bir nedendir. Ayrıca ürik asit yükselmesine yol açan gıdaların çok tüketilmesi, alkol ve bazı ilaçlar gut nedeni olabilir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür.
HANGİ İLAÇLAR GUTA YOL AÇAR?
Gutlu hastalarda genellikle başka sorunlar da olur. Bu hastaların şekerleri, tansiyonları, kolesterolü, trigliseridi daha yüksek olur. Bazı tansiyon ilaçları ürik asidi yükseltip gut krizine neden olabilir. Gut bir türlü kontrol altına alınamıyorsa bu hastalarda tansiyon tedavisini gözden geçirmek lazım. Bazı tansiyon ilaçları ürik asidi yükseltirken, bazıları da ürik asidi düşürüyor.
BESLENMEYLE İLİŞKİSİ NEDİR?
Sıkı bir ilişkisi var. Eskiye göre daha kiloluyuz, daha az hareket ediyoruz. Bunun dışında et, sakatat, kabuklu deniz ürünleri tüketimimiz arttı. Alkol de çok tetikleyici. Özellikle de bira gibi mayalı ve rakı, viski gibi yüksek alkollü içecekler gutu tetikliyor. Bir de mısır şurubuyla hazırlanmış yiyecek ve içecekler guta zemin hazırlıyor.
HANGİ BESİNLERDEN UZAK DURULMALI?
Gutlu hastalarda genellikle bakliyat ve süt ürünleri yasaklanıyor ama bu doğru değil. Gut hastaları genellikle kiloludur. Yapılması gereken dengeli bir diyetle kiloyu kontrol altına almak. Bunun için formül şu: Her zaman yediğinizin yarısını tüketin. Et konusunda kısıtlamaya gitmek yararlı. Sadece kırmızı et değil, tavuk, balık da kısıtlanmalı. Günde yarım porsiyon veya haftada 2-3 kez et tüketimi yeterli. Sakatatlardan özellikle uzak durulmalı. Belki bir dost meclisinde, nefis köreltecek kadar, 1 çatal alabilirler. Alkolden kesinlikle uzak durulmalı. Şarap biraz daha masum gibi ama o da seyrek olarak ve ancak 1 kadeh içilmelidir.
DİYETLE ÜRİK ASİT NE KADAR DÜŞER?
Dünyanın en sıkı diyetini de yapsanız ürik asit düzeyini ancak 1 birim düşürürsünüz. 9’dan 8’e iner örneğin. Bu da yeterli değil.’Ben ilacımı içerim, hayatımı yaşarım’ demek de mümkün değil. Hastaların düzenli yaşaması lazım. Sadece ürik asit seviyesinin yüksek olması değil ürik asit düzeyinde ani oynamalar da problem. Mesela Ramazan ayı geldi, oruç tutmaya başladınız, ürik asit düzeyi ani düşer ve krize yakalanırsınız. Ya da akşam bir ziyafete gittiniz, her şeyi yiyorsunuz ürik asit ani yükselir, bu da krize yol açar.
NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
Atak tedavisi ve koruyucu tedavi diye ikiye ayırabiliriz. Ağrıyla gelen hastada atağı geçirmek için antienflamatuar ilaçlar, ağrı kesiciler, çiğdem yaprağından elde edilen kolşisin ve bazen de kortizon kullanabiliyoruz. Bu arada şişlik üzerine buz paketi koymak ağrı ve şişliği azaltabiliyor. Koruyucu tedavide ise bir daha bu krizin gelmemesi için ürik asidi düşüren bir tedavi veriyoruz. Bunlar, kanda ürik asit oluşumuna yol açan enzimleri engelleyen ilaçlardan oluşuyor. Bu ilaçlara başlarken çok dikkatli olmak lazım, aniden yüksek doz verilirse ürik asidin birden düşmesi de gut krizine yol açıyor. İlaçlar düzenli kullanılmalı. En sık yapılan hatalardan biri şu: Ürik asit düşürücü ilaç verirsiniz, hasta kullanır, hedef ürik asidi 6 mg’dan düşük tutmaktır. Ondan sonra bir kişi ‘Senin ürik asidin düşmüş, ilacı kes’ der ve hasta bir süre sonra atakla geri gelir. Bu arada koruyucu tedavide ilaç dışında hastanın diyetine dikkat etmesi, kilo vermesi şart.