Çocuk, Ergen ve Erişkin Psikiyatristi Prof. Dr. Yankı Yazgan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda bağımlılık riskine dikkat çekiyor ve ailelere önemli önerilerde bulunuyor...
DEHB genetik bir sorun mu?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda beynimizdeki planlama, organizasyon, kendini kontrol gibi özellikle beynin ön bölgesini kodlayan genler bazı farklılıklar gösteriyor. Özellikle dürtü kontrolü ve odaklanmada etkili olan beyin kimyasalının (dopamin) üretimi ve tüketiminden sorumlu çok sayıdaki gen var. Bunlardaki farklılıklar çevresel koşulların uygunsuzluğu ile bir araya gelince problem ortaya çıkıyor. Özetle, DEHB önemli ölçüde kalıtımsal boyutta olan ama her kuşakta birebir aynı şekilde gözlenmeyen bir sorun.
Çevresel koşullar ne kadar etkili?
Genetik yatkınlığı olanlarda olayı ortaya çıkarabiliyor. Örneğin bir çocuğun annesi babası boşanmış olsun. Çocukta bazı problemler görüldüğünde hemen boşanmaya yorulur. Oysa her annesi babası boşanan çocuk aynı şekilde davranmaz. Bu durumda boşanmayı bir hastalık nedeni gibi değil de daha çok problemi tetikleyici olarak görmeliyiz.
DEHB sadece çocuklarda mı görülür?
Bu çok temel bir yanılgı. Uzun süre doktorlar da bu kanaatteydi. Hatta 12 yaş civarında kendiliğinden kaybolacağı söylenirdi. DEHB belirtileri çocukların üçte birinde ergenlikle birlikte hafifleyip ortadan kaybolabiliyor ama aradan geçen yıllardaki etkileri sonucunda ardında başarısızlık, kendine güven düşüklüğü, öğrenme ve davranış alışkanlıklarındaki sorunlar bırakabiliyor. En az üçte birinde ergenlikte devam ediyor. Kalan üçte bir ise yetişkinlikte de bu belirtileri göstermeye devam ediyor. Yetişkinlikte anne, baba, okul yok, ama eş ve iş var. Evlilikte ve iş yerinde zorluklar yaşanıyor. DEHB tedavisine bir şekilde çocuklukta başlanmış, yardım görmüş çocuklar yetişkinlikte problem devam etse bile hayatları mahvolmuyor. Çünkü problemle başa çıkma becerileri kazanmış, genel gelişimleri daha az etkilenmiş oluyorlar. Toplumda üretken bir rol almış çok sayıda DEHB'li kişi var. Uyumları daha iyi olan bu bireyler, geldikleri noktaya herkesten daha fazla çaba göstererek ve daha yüksek stres düzeyiyle geldiklerini belirtiyorlar.
DEHB'de bağımlılık riski daha mı yüksek?
Evet. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteniz varsa, dürtülerinizi kontrol edemiyorsanız, bir şeye sonuna kadar konsantre olamıyorsanız gerçek hayatta mutlu olmak zor. O nedenle mutlu olacağınız bir fantezi dünyasına kaçış, özellikle ergenlerde değişik bağımlılıklara yol açıyor. Bu en büyük problemlerimizden biri. Çünkü bir kere bu bağımlılık sistemine girdiğinizde oradan çıkmak çok zor. Örneğin çocukların bilgisayar ve her türlü dijital teknolojinin kullanıcısı olmasını arzu ediyoruz. Ama başka bir şey yapmamacasına bilgisayara, sosyal medyaya ve oyunlara bağımlı olabiliyorlar. Hemen sonuç alınan ve hazzın hızlıca elde edildiği durumlar, DEHB’de iyi çalışmadığı düşünülen beyin ödül sistemlerini kolayca etkiliyor. Nitekim pandemi döneminde DEHB tanılı çocuklar dijital teknolojiyi bir haz aracına indirgedi, başka sosyal ve gündelik işlevlerini aksattı.
DEHB, depresyon riskini artırıyor mu?
Evet, DEHB’li bireylerin zamanla kapıldıkları duygular ve düşünceler var: Çevreden aldıkları uyarılar sonucunda kendilerini sürekli yetersiz hissetme, hiçbir işi kendi başına yapabileceğine inanmama gibi. Bu düşünceler depresyonu doğurabiliyor. DEHB belirtileri yetişkin hayatta devam ettiğinde özellikle madde, alkol sorunları ile beraber kaygı ve depresyon sıktır.
Ailelere 8 öneri
- Çocuğunuzu suçlamayın: DEHB hayatta başınıza gelecek en büyük felaket değil. İçinde olduğunuz durumdan çocuğunuzu sorumlu tutmayın. Davranışları çocuğun tam kontrolünde olmadığını unutmayın. Kabul edip sevgi gösterin. Olaylar karşısında sakin kalmaya çalışın.
- Kendinizi suçlamayın: "Neden bunlar oldu?" yerine "Durumu düzeltmek için ne yapabilirim?" sorusu daha işe yarar sonuçlar getirir. DEHB fizyolojik ve genetik etkenlere dayalı bir durum. Gelişime zarar vermesini önlemek için önce çocuğunuzu her yönüyle tanıyın. Sorunu anlayın ve ona göre davranın.
- Olumlu olmaya çalışın: Ne kadar küçük görünürse görünsün çocuğunuzun olumlu davranışlarını mutlaka övün. Küçük olumsuz davranışlarını görmezden gelmeye çalışın. Çocuğunuza olumlu davranışlar kazandırmak için küçük ve ulaşılabilir hedefler koyun ve onu sürekli teşvik edin. Ne yapmaması gerektiğini söylemek yerine ne yapması gerektiğini söyleyin. Bir görevi tamamladığında ya da iyi davrandığında ne kadar memnun olduğunuzu söyleyin. Övgü tam davranışın ardından gelmeli, saatler ya da günler sonra değil.
- Nasıl hissettiğinizi söyleyin: Çocuğunuzu doğrudan eleştirmek yerine davranışlarının sizi nasıl etkilediğinden söz edin. Örneğin ".... yaptığında bu beni çok üzüyor" gibi.
- Kendinize ve çocuğunuza gereken zamanı ayırın: Gün içinde birlikte oyun oynamaya, konuşmaya ya da sessizce beraber oturmaya mutlaka zaman ayırın. DEHB genellikle okul çağı, ergenlik ve belli oranda yetişkinlikte de devam eder. Enerjinizi ihtiyatlı kullanın. Anne ve baba olarak kendinize mutlaka zaman ayırın. Ama sorumluluğunuzu diğer ebeveyn ile paylaşmayı bilin. Örneğin, çocuğunuzun ders çalışması için destek günlerini bölüşün.
- Kuralları açık ve net şekilde belirleyip herkes tarafından bilinip uygulandığı ev ve okul ortamları oluşturmaya çalışın.
- Ceza yerine olumlu davranışları bulup vurgulayın.
- Gelişim alanlarını genişletin, spor, müzik, sanat gibi alanlara yer açın.