Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Başak Bostancı anlatıyor.
YAZIN HANGİ GÖZ HASTALIKLARI SIK GÖRÜLÜYOR?
En sık konjonktivitle karşılaşıyoruz. Gözün dışında konjoktiva dediğimiz bağ dokusunun iltihabı anlamına geliyor. Üç türü var.
- ALERJILERE BAĞLI GELIŞENLER: Bahar ve yaz aylarında ağaç polenleriyle birlikte tetikleniyor. Tüm yaz boyunca ev tozu akarlarına karşı da ortaya çıkabiliyor. Özellikle tüm yıl kapalı kalmış yazlıklarda ev tozu akarına karşı dikkatli olmak lazım. Korunmak için yazlığınıza girmeden önce derinlemesine temizlik yapın.
- MIKROPLARA BAĞLI GELIŞENLER: Hasta kişiyle el temasından, ortak eşyaların kullanımından, havuz suyundan geçiyor.
- KIMYASALLARA BAĞLI GELIŞENLER: Havuz suyunun fazla miktarda klorlanmasıyla ortaya çıkıyor. Kornea epiteli (gözün saydam tabakasındaki hücreler) dökülüyor ve gözün dış kısmı ödemleniyor.
HEPSİNDE BELİRTİLER AYNI MI?
Belirtileri birbirine benziyor. Gözde yaşarma, kızarıklık, gözde iltihap nedeniyle gözünü açamama, ışığa karşı hassasiyet, yanma, batma... Fakat alerjiye bağlı olanlar daha çok kaşıntıyla, mikroplara bağlı olanlar çapaklanmayla seyrediyor.
BELİRTİLER VARSA NE YAPMALIYIZ?
Kendi kendinize tedavi etmeye çalışmayın. Limon damlatan, bazı bitkileri gözüne sürenler var. Bunlar, bırakın tedavi etmeyi göze zarar veriyor. Bir tek siyah çay pansumanı zararsız. Çayda bulunan ‘tein’in antibiyotik etkisi kanıtlanmış. Fakat tedavi etkisi tartışmalı. Risk almadan bir doktora başvurmak lazım. Konjonktivit bazen göze cisim batmasıyla karıştırılabiliyor. Yazın dışarıda çok vakit geçiriyoruz, gözümüze bir şey de batmış olabilir.
BULAŞICI MI?
Alerjik olmayanlar bulaşıcı. Özellikle gözü çapaklanan biriyle el temasından ve nefes nefese temastan uzak durmalıyız. Göz iltihaplarının bir kısmı grip gibi damlacık yoluyla da bulaşabiliyor. Bu nedenle ellerinizi sık sık yıkayın, özellikle de toplu taşıma araçlarına biniyorsanız... Havuzda mutlaka yüzücü gözlüğü kullanın. Klorun zararlı etkilerini bir kenara bırakıyorum, bazı mikroplar klora rağmen havuzda yaşamaya devam edebiliyor. Bu nedenle gözlük kullanımı önemli. Hasta kişiyle havlu gibi ortak eşya kullanımından kaçının. Alerjiye bağlı göz iltihaplarına karşı ise dışarıdan evinize ya da otel odanıza geldiğinizde polenleri uzaklaştırmak için mutlaka kıyafetlerinizi değiştirin. Kimyasal konjonktivitlere karşı gözün klordan korunması için yüzücü gözlüğü kullanılması, havuzdan çıkar çıkmaz duş alınması gerekiyor.
GÖRME KAYBINA YOL AÇIYOR MU?
Hayır, yol açmıyor. Mikroplara bağlı konjonktivitler bazen gözün üzerinde beyaz lekeler bırakabiliyor. Lekeler tedavi edilmediğinde görme kaybı olabiliyor.
NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
Alerjiye bağlı gelişenlerde bir antihistaminik (alerji ilacı), bazen düşük dozlu kortizonlu damla veriyoruz. Önlemleri anlatıyoruz. Mikroplara bağlı olanlarda antibiyotik kullanıyoruz. Kimyasallara bağlı gelişenlerde ise ilaçlardan yararlanıyoruz.
6 ÖNEMLİ BELİRTİ
- GÖZLERDE KIZARIKLIK: Konjoktivitin en belirgin işaretlerinden biri. Gözdeki iltihaba bağlı konjonktiva damarları şişerek ödem oluşturur.
- ŞIŞMIŞ, KIRMIZI GÖZ KAPAKLARI: Genellikle tek gözde başlayan bu belirtiler birkaç gün içinde diğer gözde de görülmeye başlar. Göz kapaklarının şişmesi mikroplar ve alerjik konjonktivitte daha yaygındır.
- GÖZLERDE SULANMA: Mikroplara ve alerjiye bağlı konjonktivit normalden daha fazla gözyaşı üretimine ve gözlerde sulanmaya neden olur.
- KAŞINTI VE GÖZLERDE YANMA: Özellikle alerjik konjonktivitin en önemli belirtisidir. Hastalar sürekli gözlerini sürekli ovma ihtiyacı hisseder, bu durum hastalığı şiddetlendirir.
- ÇAPAK OLUŞUMU: Mikroplara bağlı konjonktivitte yaygın bir belirtidir. Çapak rengi yeşil-sarı olduğunda bakteriyel konjonktivitin habercisi olabilir.
- IŞIK HASSASIYETI: Konjonktivit ışığa hafif hassasiyete neden olabilir. Görme değişiklikleri, şiddetli ışık hassasiyeti ya da şiddetli ağrı gibi ciddi belirtiler hastalığın ilerlediğinin habercisidir.
GÜNEŞ IŞINLARI KATARAKT YAŞINI ERKENE ÇEKİYOR
Zararlı güneş ışınları kataraktın daha erken yaşlarda görülmesine ve kalıcı görme kaybına yol açan sarı nokta hastalığı riskinde artışa yol açıyor. Bu nedenle yaz-kış güneş gözlüğü kullanın. Gözlüğünüzün mutlaka ultraviyole A ve ultraviyole B ışınlarını filtreleyen özellikte olmasına dikkat edin. Bu arada çocukların güneş gözlüğüne ihtiyacı olmadığı konusunda yanlış bir inanış var. Tam tersine çocukların göz merceği yetişkinlere göre daha saydam. Bu da güneşin zararlı ışınlarına daha fazla maruz kalmaları anlamına geliyor. Çocukluktan itibaren gözün etrafını tamamen kapatacak, polarize güneş gözlükleri kullanılmalı. Mavi, yeşil renk camlardansa koyu renk gözlükler tercih edilmeli.