Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin anlatıyor...
Oruç tutmak kalp krizi riskini artırır mı?
Genel olarak orucun kalp krizi, ritim bozukluğu ya da felç üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Fakat sigara tiryakilerinde gün boyu nikotin yoksunluğuna bağlı yükselen stres düzeyi; yetersiz su tüketimine bağlı olarak vücudun susuz kalması; iftar saatiyle birlikte bir anda aşırı yemek yeme ve aşırı sigara tüketimi ciddi kalp krizi riski oluşturuyor. İftardan hemen önce ve kısa bir süre sonra kalp krizi riski diğer zaman dilimlerinden daha fazla görülüyor. Bunun kanıtı olarak da Ramazan ayında özellikle 18.00 - 24.00 arasında kalp krizi sebebiyle acil servislere başvuruların artmasını gösterebiliriz.
Tiryakilerin alabileceği önlemler var mı?
Oruç tutarken stres ve kaygı seviyeleri yükseliyorsa dikkatli olmalılar. Nikotin bağımlılığında iftara yaklaştıkça yoksunluk belirtileri artıyor; stres, kalp hızında artış ve tansiyon değerlerinde dalgalanma görülüyor. Bütün bunlar da kalp damarlarındaki plakları yırtarak kalp kriziyle sonuçlanabiliyor. Gün boyu sıvı açığının artması, nikotin bağımlılarını ekstra etkiliyor. Bu nedenle tiryakilere iftar ve sahur arasında en az 2 litre su tüketmelerini öneriyorum. Yine iftar öncesi yoksunluk durumunun önüne geçmek için yürüyüş gibi aktiviteler yapmak yararlı. İftardan sonra yoğun sigara içmesinler. Ciddi oranda yoksunluk çeken, yoğun stres ve gerginlik hissedenlerin psikiyatrik destek almalarında yarar var.
TANSİYON HASTALARINA NE ÖNERİRSİNİZ?
Kontrol altına alınmış ve takipleri düzenli olan tansiyon hastalarının Ramazan’da ekstra bir risk artışı yok. Fakat tansiyon değerlerini dengelemek ve olası bir sorundan korunmak için oruç tutma kararlarını mutlaka hekimleriyle paylaşmalılar. Doktor, iftar-sahur arasında olacak şekilde ilaç düzenlemesi yapabilir. Bazı tansiyon hastaları Ramazan’da maalesef ilaç kullanmamakta ısrarcı olabiliyor. Bu çok tehlikeli. İftardan önce kısmen düşen tansiyon, iftarda yoğun yemek ve vücuda tuz girişiyle ciddi olarak yükseliyor. Kan basıncı dalgalanmaları, kolesterol yüksekliği ya da sigara gibi ilave risk faktörü olanlarda kalp krizi ihtimalini artıyor. Maalesef ülkemizde tansiyon hastalarının yüzde 40’ında kan basıncı görmek istediğimiz aralıkta değil. Hipertansiyon ilerleyici bir hastalık. Tanı konulduktan sonra başlanılan tedavi zamanla yetersiz kalabiliyor. Bu nedenle hastalar oruç planlamadan önce 1 haftalık tansiyon takibiyle beraber doktorlarına başvurmalı, tansiyon değerlerine göre ilaç tedavisini yeniletmeli. Bu arada bir başka önemli nokta şu: Tansiyon ilaçlarının hepsinin tek seferde iftar sonrasında alan hastalarda ani tansiyon düşüklüğü görülebiliyor. Baş dönmesi, gözlerde kararma, aniden ayağa kalkınca sendeleme ve bayılma gibi şikayetlere yol açan bu tabloyu engellemek için de ilaç tedavileri yeniden düzenlenmeli.
TEK ÖĞÜNDEKİ TUZLU YİYECEK TANSİYONU BIRKAÇ HAFTA OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR
Tansiyon değerleri tamamen kontrol altında olsa bile kan basıncı vücuda alınan tuz miktarına göre dalgalanma gösterir. Tansiyon hastalarının iftardan sonraki tansiyon dengesizliği ve kalp krizi riskini düşürmesi için yüksek tuzlu öğünlerden kaçınmasını istiyoruz. Tansiyon değeri yoğun tuzlu bir yemek tüketiminden yaklaşık 2 saat sonra yükselir. Hatta bu yoğun tuz tüketimi tek bir öğünde bile olsa hastanın bir günlük değil, birkaç haftalık tansiyon değerlerine yansır. Bizim özellikle tansiyon hastaları için önerimiz tüm gün boyunca 5 gram yani 1 silme çay kaşığı tuz miktarını geçmemeleri. Ülkemizde günlük tuz tüketim miktarı 15-20 gram civarında. Bu miktar önerdiğimiz üst sınırın 3-4 katı değerinde. Tansiyon hastaları ‘Nasıl olsa ilaç kullanıyorum’ veya ‘Nasılsa tansiyonum kontrol altında’ diye düşünmeden günlük tuz alım miktarına dikkat etmeli.
MİDENİZİ ŞİŞİRMEYİN, KALBİNİZİN YÜKÜ ARTMASIN
Tansiyon hastalarına bir diğer önerim de az ve sık beslenmeleri. İftarda aşırı yemekten sonra midebağırsak sisteminin bir anda yoğun bir biçimde çalışmaya başlaması, karında şişkinlik hissinin kalbe baskı yapması ve vücudun strese girmesi neticesinde kalbin iş yükü ciddi olarak artıyor. Bu da kalple ilgili istenmeyen hadiseleri de beraberinde getiriyor. Bu nedenle kalp ve tansiyon hastalarının porsiyonlarının daha küçük olmasını, bir anda yemek yemek yerine aralıklarla beslenmelerini öneriyoruz.
MADEN SUYUNA DİKKAT!
Ülkemizde iftar sonrasında maden suyu tüketimi oldukça fazla. Normal bir birey günde 2 kez maden suyu tüketebilir fakat tansiyon hastaları için bu durum farklı. Bu hastalar tükettikleri maden suyunun içeriğindeki sodyum miktarını kontrol etmeli ve düşük sodyumlu maden sularını tercih etmeliler. Ayrıca tuzlu ayran ve şalgam suyu gibi içeceklerden de uzak durmaları gerekiyor.
HANGİ HASTALAR ORUÇ TUTAMAZ?
Kalp-damar hastalığı olanlar, hekimleri uygun gördüğü takdirde gözetim altında oruç tutabilir. Fakat gün içerisinde sık sık göğüs ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntısı olan hastaların uzun Ramazan günlerinde oruç tutmasını önermiyoruz. İlaç dengesi henüz tamamlanmamış veya girişimsel işlemlerde damar açma işlemi yapılmamış hastaların oruç tutmasını da uygun bulmuyoruz. Kalp ritim bozukluğu olan, tansiyon dengesi bozuk hastalar ve ileri evre kalp yetersizliği hastaları da oruç tutmamalı. Kalp kapak hastalığı ve kalp pili olanlar oruç tutmadan önce mutlaka doktor onayı almalı.