Bayram geliyor. Kalabalık sofralar, kocaman sevgi, çokça “Yedik ama değdi!” cümleleri… Ve tabii ki: Bolca harcama.
Bayramlar güzeldir ama bizler, çoğu zaman bu güzelliği maddi yükle karıştırıyoruz. Bayram sofrası kurarken kredi kartı limitini de büyütüyoruz. Tatlıya şeker kadar borç da katıyoruz. Bu özel günler; bolluk bilinciyle değil, bilinçsiz bollukla geçince, bayramdan geriye yorgunluk kalıyor. Bu bayram küçük bir davetim var: Cebinize yük değil, farkındalık getirin. Hazırsanız başlıyoruz…
REFAH İLLÜZYONU
Bayramda hepimiz “Şöyle güzel bir masa olsun, çocuklara yeni kıyafetler alayım, misafir eksik hissetmesin” deriz. Kredi kartı elimizin altında, sınırlar flu. Harcıyoruz ve o an kendimizi ‘güçlü’, ‘yeterli’ hatta ‘refah içinde’ hissediyoruz. İşte bu his, refah değil; refah illüzyonu. Yani: “Bugün harcayabildiğim için, gücüm var” zannetmek. Oysa ödeme günü geldiğinde, gücün üstüne çıktıysak stres yaratır. Kredi kartı geçici bir ‘sahip olma hissi’ verir. Ama bu his kalıcı değil. Çünkü biz o paranın sahibi değil, borçlusu oluruz. Refah illüzyonu şöyle fısıldar kulağa: “Al, nasılsa sonra ödersin.” Oysa gerçek refah, şöyle konuşur: “Bugün kontrol sende mi? Geleceğin de huzurlu mu?” Bayram günü, şaşalı sofralarda değil, borçsuz, dengeli bir kalpte yaşanır. Gerçek bayram, harcadığınızla değil; harcadığınızı yönettiğinizle başlar.
BAYRAMDA AÇILIRIZ SONRA TOPARLARIZ DEMEYİN
‘Şimdiye eğilim’ diye bir davranış var; bugünün keyfini geleceğin bedeliyle değiştirme hali… “Şimdi güzel geçsin, bayram sonrası toparlarım” cümlesi bir finansal savunma mekanizmasıdır. Ancak çoğu zaman toparlanmak, sadece borcu bir başka aya kaydırmak demek olur. Yani toparlanmak = takvimde yer değiştirmek, bütçede denge kurmak değil.
Unutmayın; şimdiye eğilim, fark edilmediğinde sizi bir döngüye sokar:
* Harca
* Pişman ol
* Telafi etmeye çalış
* Bir dahaki bayram tekrar et.
Hepimiz paylaşmayı, kutlamayı, güzel anılar biriktirmeyi severiz. Ama bunu yaparken geleceğin yükünü artırıyorsak, orada bir denge sorunu vardır. Sonra bakarız demeyin!
PLANINIZ YOKSA PİŞMANLIK KAÇINILMAZ
Kredi kartı ekstresi kesildiğinde değil, harcamadan önce düşünmek gerek. Kalem kalem yapacağınız harcamaları yazın. Geçen sene şunları almıştım, şuralara gitmiştim yine o kadar harcarım demeyin, geçmişi referans almayın. Bu yılın koşulları ne, öncelikleriniz neler? Planlı olunca kontrol sizde kalır, suçluluk değil huzur hissedersiniz.
BORÇLULAR İÇİN AÇILMA ZAMANI OLMASIN
Bayramlar, borç psikolojisi olan biri için hem maddi hem sosyal olarak baskı yaratır. “Ben de katkı sunmalıyım.” “Çocuk eksik kalmasın.” “Misafir gelecek, ne yaparım?” Burada önemli olan kendi gerçekliğinizi unutmamak. Bu bayram, “Gücüm bu kadar” demek utanılacak değil, saygı duyulacak bir şey.
ÇOCUKLARA FİNANSAL BİLGELİK VERİN
Bayram harçlığı bir eğitim aracıdır. 7 yaşından itibaren çocuklar ‘para’yı soyut kavram olarak anlamaya başlar. Bu nedenle sadece para vermek değil, yön göstermek gerekir. Önerim: “Bu parayı 3’e bölelim mi? Harcama, birikim ve paylaşım için. Hangisini nasıl kullanmak istersin?” diye sormanız. Bu basit egzersiz, çocuğun para karakterini şekillendirir. Çocuğa sadece para vermek değil, parayı konuşmak da sevgidir. Uygulamam Monay’daki “Çocuğuna Parayı Öğret” yolculuğu bu hafta için harika bir başlangıç olabilir.
BAYRAMDAN SONRA 10 DAKİKA
Bayram sonrası “Bu harcamalar bana ne öğretti?’’ zamanı ayırın. Kendinizle bir finansal bir check-up yapın. “Nerede açıldım? Nerede kısıtlandım? Ne iyi geldi? Neydi sadece alışkanlık?” İşte bu cevaplar, bir sonraki bayramın harcama stratejini yazacak.
GÜNÜN SÖZÜ
“Bayram birkaç gün, kararın etkisi aylar sürer.”
GÜNÜN TERİMİ
DAVRANIŞSAL BÜTÇE SAPMASI
Planladığınız bütçenin, küçük duygusal kararlarla sessizce aşılması. “Bir baklava daha alalım, bu misafir kalabalık olacak zaten.” “Bu bayram çocuklara daha güzel bir şey alayım” derken, fark etmeden bütçe genişler. Aman dikkat!
BAYRAMINIZ KUTLU
PARANIZ BEREKETLİ OLSUN!