Dr. Ayşegül Çoruhlu…
Kendisiyle ilk kez, geçen yıl yazdığım bir diyet yazısının ardından gönderdiği e-mail ile tanışmıştım.
Yazdıklarıma hak veriyor, yakında çıkacak “Alkali Diyet” kitabında nasıl beslenmemiz gerektiğini yazdığından bahsediyordu.
Bu konunun ateşli savunucusu olduğu, yazısından çok net anlaşılıyordu aslında.
Sonra kitabı çıktı ama nedense bir diyet meraklısı olarak alıp okuma fırsatım olmadı. Kitapçıların raflarında gördüğüm halde hem de…
Ya da basiretim bağlandı, bilmiyorum artık.
Geçen gece, uzun zamandır evde hareketsiz çalışmaktan biraz kilo aldığımı fark edince, ne yapsam da kilo versem diye internette arayışa girdim.
Ve bir şekilde Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun www.alkalidiyet.com sitesine denk geldim.
Okudukça aklım yattı, aklım yattıkça heveslendim ve daha önce ilgilenmediğim için kendime kızdım.
Ardından zararın neresinden dönersem kârdır diyerek ertesi sabahtan itibaren alkali hayata geçmeye karar verdim.
İki gündür alkali besleniyorum ve kendimi iyi hissediyorum. Bir de spora baladım mı, kim tutar beni?
Velhasıl “Bu alkali diyet de ne ola ki?” diye merak ediyorsanız, Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun birkaç ipucuna kulak verin derim.
Efendim, Dr. Ayşegül Çoruhlu’ya göre, insan organizması hafif alkali olmak üzere programlandığı için aşırı asitlenme, farkında olmadığımız en büyük gizli tehlike.
Kanser, kolesterol, osteoporoz, aşırı kilo alımı, kilo verirken yağ yerine kas kaybetmek, kırışıklıklar, cilt sarkması gibi birbiriyle ilgisiz görünen rahatsızlıkların hepsinin sebebi aslında aynı. Vücudun aşırı asitlenmesi, yani iç ortamımızın kirliliği.
Ama çözümü basit.
Asit yapan yiyecekleri azaltıp, alkali yapan yiyecekleri artırmak.
Nokta.
Peki nasıl olacak?
*Öncelikle idrarınızın rengi çok önemli. Sabahları rengine bakarak, asit yükünüzü anlayabilirsiniz. Açık sarı ve kokusuzsa alkali, orta sarı ve az kokuluysa az asitli, çok koyu ve ağır kokuluysa aşırı asitli demektir.
*Suyu alkali için. Nasıl mı alkali yapacaksınız?
Basit.
Suyu limon, misket limonu ve elma sirkesiyle tüketin. 1 litre suya yarım çay kaşığı karbonat atarsanız da alkali yapabilirsiniz.
Günde en az 2 litre su için.
Kahve, kola, siyah çay içmek, su içtiğiniz anlamına gelmiyor. Aksine hepsi mevcut suyunuzu azaltıyor. “Vazgeçemiyorsanız, bunların üzerine iki bardak alkali su
için” diyor Dr. Ayşegül Çoruhlu.
*Bol sebze suyu için. Sebzelerin suyunu sıkınca, besleyici maddeler, enzimler, alkali maddeler, sebze suyu içerisinde daha konsantre oluyor. Aynı zamanda daha fazla miktarda sebze tüketmiş olursunuz.
Salatalık, ıspanak, brokoli, marul, kabak, lahana, mor lahana, maydanoz, patlıcan.. Aklınıza ne gelirse katı meyve sıkacağında sıkın ve için.
*Sofra tuzunu bırakın, yerine deniz veya Himalaya tuzu kullanın. Hem ödemlerinizi çözersiniz, hem kilo vermeniz daha hızlı olur. Tuz meselesi önemli olmasa, “Tuzunuzu yanınızda taşıyın” demezdi Dr. Ayşegül Çoruhlu.
*Yemek tabağınızı oranlayın.
Yediklerinizin yüzde 20’si asit yapan yiyeceklerden, yüzde 80’i alkali yapan yiyeceklerden oluşsun. Alkali yiyecekler için verilen yüzdenin yarısının çiğ olması gerek.
Çiğ sebze, hızlı kilo vermeyi kolaylaştırır.
Salata deyince marul, salatalık, domatesten başka bir şey aklınıza gelmiyorsa, salatalara ıspanak, kabak, semizotu vs. tüm yeşilleri eklemelisiniz.
Sebzeyi haşlamak, buharda pişirmek sakıncasız. Kilo aldırmadıkları gibi ayrıca doyurucudur da. Ama buharda sebze yemeği veya zeytinyağlı pişmiş yemekle kıyaslandığında, çiğ yemenin ve çiğ sebze suyu içmenin faydaları çok daha fazla.
*Asitlendiren market gıdalarından uzak durun, halk pazarına gidin.
Tüm ketçap, mayonez, hazır soslar, soya sosu, alkol, çay, kahve, çikolata, kızartmalar, kömürde pişirilmiş etler, işlenmiş etler, şekerli gıdalar, beyaz unlu gıdalar, bisküvi,cips, masa tuzu, mayalı gıdalar, malt içecekler, kahvaltı gevrekleri, şekerli besinler, masa şekeri, bal şekeri, mısır şekeri, meyve şekeri, basit karbonhidratlardaki şeker, mısır, beyaz pirinç, beyaz un, inek sütü, inek peyniri, doymuş yağlar, kızartma yağları, etler, ungillerden buğday, arpa, çavdar ve yulaf, fermente ürünler, alkol, kafein, çikolata, siyah çay, mikrodalgaya girmiş yiyecekler, suni tatlandırıcılar…
Aslında market ve bakkal raflarını dolduran paketlenmiş ürünlerin çoğu asitlendiren gıdalar. Hepsinden uzak durun.
*Bol bol alkali yapan besin tüketin.
Limon, yeşil limon, ıspanak, soğan, sarımsak, maydanoz, brokoli, kırmızı biber, salatalık, fasulye, tatlı patates, fındık, badem, susam, keten tohumu, hindistan cevizi, hindistan cevizi yağı, hindistan cevizi suyu, zeytin yağı, balık yağı, nar çekirdeği yağı, üzüm çekirdeği yağı, akşam sefası çiçeği yağı, avokado, zerdeçal, kavun, incir, hurma, siyah turp, kuşburnu, karpuz, kırmızı pancar, armut, siyah erik, elma, kuşkonmaz, karnabahar, şalgam, keçi sütü, pırasa, dereotu, havuç, mercimek, kereviz, erik, bezelye, patlıcan, ceviz, kahverengi pirinç, karabuğday, darı, lor peyniri.
Kuzu eti, hindi, tavuk eti, maden suyu, tereyağı ise az asitli besinler.