Hangi açıdan bakarsanız bakın aşk herkese yakışan bir duygu.
Aşk da sevgi kadar yüce bir değer bence. Aşkın var olma tarihi insanlığın varoluşuyla eşittir.
Evrende her şey aşk ile ilişki halindedir. Aşk kadına da erkeğe de herkese yakışan bir duygu durumu. Çoğu zaman yalnızlığımızı ilişkilerle boğmak isteriz. Yalnızlık bazı zamanlarda güzedir çünkü. Her zaman insana cazip gelecek bir durum değildir. Aşkla bu kadar ilgilenmemizin sebebi budur aslında
Gerçek aşk, bir başkasına bağımlı olarak yoksunluğumuzu çözmek değildir. Kendi iç zenginliğimizi ve olgunluğunuzu geliştirmektir.
Aşk tarih boyunca insanoğluna hayat veren, yaşamı zenginleştiren ve renklendiren bir duygudur. Bir kadının erkeğe duyduğu aşkla bir erkeğin kadına duyduğu aşk hiçbir zaman aynı değildir. Aşk kadın için her şeydir. Ama erkek için öyle değildir. Bu noktada kadınların aşkı ile erkeklerin aşkı çok farklı cereyan eder. Erkeğin kadından beslenme şekli ondan beklentisi erkek kadına bakarken fiziki yapısına, konuşmasına ve ona verdiği huzura mutluluğa bakar. Kadın için ise aşk, iki ruhu bir bedende yaşatma halidir. Kadın erkeğin ruhunu alır kendi ruhu ile bütünleştirir. Kadın aşık olduğu anda hayatının merkezine oturtup duygu durumunu onun davranışlarına emanet etmesi çok yaygın bir durumdur. Erkek için bu mümkün değildir bir erkek için eğer kadın akıllıysa onun aklı bedenini güzelleştirir yada kadın güzel konuşuyorsa bedeni erkeğe daha güzel gelir. Kadında ise her şey ruha hizmet eder. İkisinin sistemi farklı çalışır. Yani kadınlar ile erkekler hem fizyolojik açıdan hem de duygusal açıdan mekanizmaları farklı çalışır. Kadının aşk arayışı bir erkeğin donanımının ve yaratımının asla algılayamayacağı kadar ince ve hassas detaylarla doludur. Kadın aşık olduğu erkeğin ruhunun güzelliğine ve gücüne bakarken, erkeğin onun varlığının ne kadar farkında olup olmadığına, kendisine saygı duyup duymadığına, kendisini kıskanıp kıskanmadığına ve kendisine huzur ve güven verip vermediğine, başına pozitif veya negatif ne gelirse gelsin ona sonsuz güvenle yanında olup olmayacağına bakar. Kadının aşk yaşarken en büyük düşmanı ise yine kendisi ve bakış açılarıdır. Aşk herkesten bağımsız kadına verilmiş bir hediyedir. Fakat ne zaman ki o aşk la ilgili; sevecek mi, koruyacak mı, sahiplenecek mi gibi abartılacak korkulara yenik düşerse ona verilmiş hediyeye haksızlık etmiş olur. Aşk insana muhteşem dönüşüm yaşatır. Bence herkes duygularını özgür yaşamalı o anların muhteşem tadını çıkartmalı. Aşk birçok insan için aslında önce yoğun bir duygu bütünlüğü hissettiği sevgi, içtiği su, soluduğu hava, büyük bir enerji yoğunluğudur. Çoğu zaman eğlenceli zaman geçirebildiği huzur verip huzur aldığı sizi sabırla dinleyen, sizi anlayan, sizin mutlu olmanız için çaba gösteren sizin öbür yanınız olmayı başarmış kişidir ve o insana duyduğunuz enerji yoğunluğudur. Kalben bağlı olabiliyor ve kalabiliyor olmaktır.
Her şeyin vaktinde güzel olduğunu kaidesini farkına vararak aşk insana her zaman uğramaz bunu bilerek kalbimize gelen bu güzel fırsatı iyi değerlendirmek ve mutlu olmayı başarabilmek lazım.
Hatırlatmakta fayda var bu günümüzün sağlam zemini, yarınımızın gökdelenidir. Aşkın ve mutluğun sırrı basittir. Doğru yaşam tarzına doğru yollardan gitmeyi bilmektir. Bunu yapmayı başardığınızda hayal ettiğiniz aşk denen enerji yoğunluğunuz çoğalarak her zaman artar.
Bu yazımda, seanslarımda, konferans, söyleşilerimde ve eğitimlerimde söylediğim gibi kadınlarla erkekler aşk duygusunu aynı dengede yaşamıyor. Bırakın iki tarafta duygusunu özgürce kendi dengesine göre dilediği gibi yaşasın.