14 Şubat

Sevgililer Günü...

Sevgili ne güzel şey. Ama sevgiden yoksun biriysen, ne yapacaksın sevgiliyi?

- Sana söylüyorum kereste. İnsan sevmezsin. Hayvan sevmezsin. Doğa sevmezsin. Müzik - spor falan... Hiç sevmezsin. Ama sevgilin var. Al da başına çal.

364 gün esirgediğin sevgiyi, ilgiyi, vicdanı ve izanı, bugün sevgiline bir çiçek alarak mı telafi edeceksin? - Sevgilim var benim. Mühim değil. Sevgin var mı, onu söyle. O sevgin, gözlerinde, yüreğinde, sesinde ve beyninde dolaşıyor mu? - Sevgilime hediye aldım. Ulan, alırken heyecan duydun mu? Onu söyle.

Sevginin günü mü olur? İyi ki saygı günü yok. Saygının tedavülden kalktığı yerde Saygı Günü ilan edilir mi? Tıpkı onun gibi... Sevgiyi unutmuş, belki de hiç tanışmamış, fesat ve fitneyle yoğrulmuş bir toplum. Sevgililer Günü’nü ne yapsın? Yoo, öyle demeyin. Sevgi yerine sevgili tercih etmek, yapımıza uygun bir spordur. Sevgi, muhteşem bir duygu. Sevgili ise çok kolay.

Uzay yolcusu

Türk Astronot kim olacak? Önce 3 aday tespit edilecek. Bunlar 2 yıl eğitim görecek. Sonra içlerinden birini acaba Cumhurbaşkanı mı belirleyecek, onu bilmiyorum. Eğer öyleyse yine seçilmiş - atanmış tartışması mı çıkacak? Buyurun bakalım, bu bir siyasi atamadır diye protestolar mı olacak? Hay Allah. Daha yola çıkmadan Türk Astronot’un burnundan mı gelecek? Peki, ya kızıp da istifa ederse? Rektör tayinine benzemez bu.