Milli Eğitim Bakanı, sokağa çıkıp kuralları çiğneyen her insanın, önce “18 milyon öğrenciyi düşünmesi lazım” diyor. Bu laf da bizi etkilemiyorsa vallaha Sağlık Bakanı boşuna kendini paralamasın. Hep birlikte teslim olalım.
Gözümün önünden gitmeyen bir fotoğraf:
- Ada Vapuru’na hücum. Yüzlerce insan... Birbirini çiğneyerek. “18 milyon öğrenciyi düşünün” diye tabelalar yazıp, vapur iskelelerine, çarşı pazarlara, piknik yerlerine, düğün salonlarına, plaj kapılarına asmalı. Biraz mahcup olur muyuz dersiniz?
Şu okullar olmasa diye başlayan meşhur tekerlemeyi hatırlatıyor bir okuyucum ve maarifi ne iyi yönetirler diyerek de güya ince espri yapıyor. 18 milyon öğrenci umurunda mı bilmem ama gece gündüz çalışan eğitimcilere yaptığı bu haksızlığı, vicdanım kabul etmedi.... Ret... Espri zamanı değildir.
İşte... Prof. Mehmet Ceyhan Hoca “Testler yüzde 2 pozitif çıkarsa, okulları kapatalım” diyor. Az önce bahsettiğim o okuyucum, hem de eczacı bir okuyucum, bu lafı da öyle mi anlıyor? Koronavirüs belâsını Milli Eğitim Bakanı mı getirdi memlekete?
Siyaset
Devlet Bahçeli’nin, Akşener’e özel çağrısına, niye başkaları cevap veriyor? Hem de sert cevap? Evine dön’den kastı neydi ki Bahçeli’nin? Özetle:
- Orada ne işin var? Tamam... Akşener de çıkar, gayet sakin derdi ki:
- Bulunduğum yerden memnunum. İşte o kadar. Başkalarına ne oluyor?