Bir aday gösterecekler, onun da cılkını çıkardılar. Podyumda sıra sıra arzıendam eden yarışmacılara döndürdüler adayları.
Sayıları ne de çok. Maymun iştahlılıkları ilk Abdullah Gül’le başladı. İlhan Kesici’yi teğet geçti, Mehmet Şimşek’e kadar uzandı.
Arada unuttuklarım vardır. Bir gün Mansur Yavaş’ı görüyoruz sahnede, ertesi gün İmamoğlu’nu...
Akşener mi, Kılıçdaroğlu mu? Haydi, seç seçebildiğini. Babacan’a kadar yolu var.
Cumhurbaşkanlığı ciddi makamdır. Devletin en üst katıdır. Milletin şah damarıdır.
İttifakçılar öyle cıvıttılar ki, adayların özgül ağırlıklarını bile düşürdüler... Her gün birini favori görmekten yorulduk.
Yorulmadıysak bile vallaha bıktık.
Vaktiyle (1980) Meclis’te nafile turlar vardı hani... Bir türlü cumhurbaşkanı seçemiyorlardı.
Atılan oy pusulalarında Ajda Pekkan’a, Zeki Müren’e oy verenlere bile rastlanıyordu. Bu ciddiyetsizliğin faturasını ağır ödedik.
Bugünkü hafiflikler, o boyutta değildir ama yine de cumhur’un ruhu’na aykırıdır. Adı geçen adayların, kendi ellerinde olmayan bu gayrıciddi durum bir an önce bitmeli.
Biz, seçilmeseler bile cumhurbaşkanı adaylarımızı daima ayrı bir yere koyup, saygıyla anmak isteriz.