Biz güvenli bölgeyi yurdumuzun güvenliği için istiyoruz.
Amerika ise YPG’nin güvenliği için istiyor.
Madem öyle, hangi noktada anlaşmış oluyoruz? Hiç.
YPG’ye silah veren adam, zaten benimle kolkola girip YPG’nin üstüne yürür mü?
Yürümez. Peki, benim yürümemi hoş görür mü? Hayır, görmez.
Öyleyse nedir bu Ortak Harekât Merkezi? Neyimiz ortak? Neremiz ortak?
Türkiye, çürük tahtaya basmayacak. Oyalama siyasetine izin vermeyecek. Bu kesin.
Ama o zaman da YPG’yle değil, aslında Amerika’yla çatışmış olacak. Fena bir şey bu.
Amerika istese, YPG’yi ikna eder, o bölgeden uzaklaştırır.
Böylece ne şiş yanar, ne kebap...
Üstelik Türkiye tek kurşun bile atmadan bir zafer kazanmış olur.
Lakin Amerika bunu istemiyor.
Niye istemiyor? Çünkü kafaya koymuş: Burnumuzun dibinde ille bir terör devleti kurduracak. Hah...
Türkiye de bunu istemiyor işte. Bu kördüğüm nasıl çözülecek? Kılıçdaroğlu mu çözecek?
Esad’a bakın. Kendi topraklarında başkaları gelmiş pazarlık ediyor, 5 km derinlik olsun, yok 20 km olsun... Araplar şöyle dursun, Kürt nüfus böyle dursun...
Yahu Esad Bey. Diktatörsün ama bari kahraman bir diktatör ol...
Nedir bu halin? Senin vatan toprağın, terör örgütlerinin ve kiralık katillerin işgali altında...
Ve sen kiminle savaşıyorsun? Belli değil. Vatanını hiç mi sevmezsin?