Onlar başardılar. Kimlerse onlar...
- Baskı grupları mı?
- Mahallenin kabadayıları mı?
- Küfürbazlar mı?
- Şantajcılar mı?
- Ruslar mı, komünistler mi, yoksa Amerikan oğlanları mı? Kimlerse işte.
...........
Muharrem İnce’ye ne diyorlardı:
- Adaylıktan çekil. Ben neticeye bakarım:
- Muharrem İnce çekildi mi? Evet, çekildi. İstedikleri oldu mu? Oldu.
- Öyleyse başardılar.
*
Bu ikinci başarıları. Birinciyi de unutmayın. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak masadan kalkan üyeyi, masaya tıpış tıpış geri döndürdüler mi? Evet döndürdüler. Neticede Kılıçdaroğlu’nun adaylığını sağlamış oldular mı? Evet oldular. Ben neticeye bakarım. İstedikleri oldu mu? Oldu.
- Öyleyse başardılar.
*
Demokrasiye musallat olan bir tehdit ve şantaj yöntemi var. İlk kurbanı Deniz Baykal’dır. Ah ah, istifa etmeyecekti. Baykal istifa ederek teslimiyet bayrağını açtı. Sonra da yol oldu... Şantaja herkes boyun eğmeye başladı.
*
İşte bugün, onun sancılarını yaşıyoruz. Uzun lafın kısası... İsteklerini kabul ettirerek:
- Şantajcılar kazandılar mı? Evet kazandılar. Lamı cimi yok. Elbet kazandılar. Bu durum yarınki seçimi etkiler mi bilmem ama demokrasi epey yaralı olarak başlıyor yarışa. Yine de en büyük güvencesi:
- Milli irade.
Not: Tabii, bir ihtimal daha var: Yoksa biz, iki ayrı tiyatro mu seyrettik?