Giriş
Şimdiden hesap etmişler. Bayramda İstanbul’dan 6 milyon kişi otoyollara dökülecekmiş. Nasıl hesap ettiler bilmem ama isterse 20 milyon kişi dökülsün yollara... İsterse şehir boşalsın. Bu şehirde bizim derdimiz kalabalıklar değil. Kuralsızlıklar.
Bize hayatı zindan eden odur.
- Disiplinsiz şehir. Nüfusu 20 milyon da olsa, 10 milyona da düşse fark etmez. Biz, birbirimizin hakkına, hukukuna saygı göstermeyi, kişiliğimizden taviz vermek zannediyoruz. Neredeyse işi namus meselesine vardıracağız.
Şuraya dikkat. Eski İstanbul’u özleyenler, aslında terbiyeyi, sevgiyi ve saygıyı özlediklerinin farkında mı? Tenha şehir/kalabalık şehir ne fark eder söyler misiniz, eski ramazanlardan kastınız nedir? Siz aslında insan, vicdan ve izan’ı özlemişsinizdir. Yoksa Hacivat-Karagöz’ü değil.
Arıza, ciddiyetsizlikten geliyor. Bu şehir, 6 milyon nüfusu olduğu zaman da gayriciddi bir şehirdi, 16 milyon nüfusa vardığı zaman da gayriciddi bir şehir. Tramvaya asıldığımız dönemlerden bu yana, değişen ne var? Dün İstanbul’a bakıp bunları düşündüm. İnsan yapısı hiç değişmemiş.
