Asıl faktör

Hepimiz biliyoruz ki, CHP Genel Başkanlığı, Kılıçdaroğlu için çok değerli bir yer. Onu feda edemez. Fakat cumhurbaşkanlığına aday olup da seçimi kaybederse, her şeyini birden kaybedecek... CHP Genel Başkanlığı’nı da tehlikeye atacak. Bunu göze alır mı? Yoksa son dakikada adaylıktan vaz mı geçer?

Adaylıkta ısrarlıysa, o zaman şunu anlayacağız ki, kazanmak için başvurmayacağı yol yok. Şansa bırakmayıp, maçı maçtan evvel kazanmak isteyecektir. Nitekim sondaj niteliğinde başvurduğu yöntemler, şimdiden bu işaretleri veriyor.

Ne var ki HDP’siz olmaz. Tamam ama İYİ Parti’siz de olmaz. Birinden birini tercih etse, aritmetik elvermez. Hatta, SP’nin vereceği küçük bir fire bile işi tehlikeye sokar. Yani, HDP’li, İYİ Parti’li, SP’li, DP’li, DEVA’lı bir şekilde, tam kadroyla sahaya çıkmaya mecbur. Bu maçta sakat oyuncuya tahammül yok.

Peki, full kadro için bir garanti var mı? Bu kadar sert geçen bir sezonda, buna kim garanti verebilir? Bir dakika!.. Hiç hesaba katmadığımız bir faktör daha var. Unutmayın... Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar... Yani HDP’nin akıbeti... Öyle ki, hem sayısal olarak, hem siyasal olarak, tabloyu - olumlu veya olumsuz - asıl etkileyecek olan budur. Bunu görmeden Kılıçdaroğlu nereye koşuyor, nereden koşuyor? Biraz yavaş. - Üç korner, bir penaltı. İmamoğlu, sürekli penaltı çalışıyor. Kim ne karışır?