Ermenistan tarafı, Er Meydanı’nı çoktan bıraktı, sivilleri hedef almaya başladı. Tipik YPG yöntemi bu. Okullar bombalanıyor, evlere füze ve roket atılıyor, çoluk çocuk genç yaşlı demeden, insanlar ateş altına alınıyor.. Genel kanaat: Bir devlet bunu yapamaz... Yapmaz. Belli ki kiralık katillerin işi bu... Suriye’den transfer. Büyük ihtimal.
Utanmaz dünya, bu barbarlığı seyrediyor ve aynı çağrıyı tekrarlıyor:
- Ateşkes. Yani, işgal altındaki topraklar Ermenistan da öylece kalsın... E sonra? Sonra müzakereler başlasın. Bir 30 yıl daha... Yok öyle. Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını şimdi kurtaramazsa, bir daha hiç kurtaramaz:
- Azât olmaya çeyrek var. Haydi bakalım.
Ermeni askerleri bir orduyu büyük ölçüde donatacak miktardaki savaş malzemesini ve mühimmatı bırakıp kaçtı. Niye? Çünkü savaş değil, artık kıyım vakti... Uzaktan sallayıp sivil halka kıyıyorlar. Çete usulü. Hani YPG, Hatay, Kilis, Şanlıurfa’ya falan bir ara nasıl füzeler savururdu, tam öyle. Yani biraz da mesleki uzmanlık bu. Ancak onlar becerirler. Mertçe savaşmak da neymiş?
Esasen Savaş Hukuku iflas etmiş durumdadır. Uluslararası Hukuk nasıl tükendiyse savaş kuralları da tedavülden kalkmıştır. Dünyada hangi mahkeme bunu yargılayacak? Yok öyle bir şey, kalmadı.
......
Öyle kalmadı ki... Amerika Türkiye’ye komşu oldu, Fransa Ortadoğu’da 3-5 şube açtı. Kudüs, kapanın elinde kaldı. Şimdi Kuzey Kore, Doğu Akdeniz’de hak iddia etse ne diyebilirsiniz? Yunanistan ufak ufak İtalya sahillerine doğru yelken açmaya başladı bile... Vallaha ne yalan söyleyeyim, ben de şu Meis Adası’nı gözüme kestirmiş durumdayım. Kim ne karışır?