Rauf TamerAynı film

HABERİ PAYLAŞ

Aynı film

Bugün ABD’den bir heyet geliyor... Heyet Başkanı da Suriye özel temsilcisi... Ne büyük mevki... Ama yetki? Sıfır. Zaten konuşacak ne var? Hiç. Klişe laflar.

Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu da geçen gün ABD’li mevkidaşı Pompeo’yla bir telefon görüşmesi yaptı.

Ne oldu? “Stratejik ortaklığımızı teyid ettiler...” Klişe laflar...

Geçiniz. Bunlarla konuşacak hangi lafımız kaldı ki? Söylenmedik ne kaldı ki?

- Suriye meselesiymiş. Güldürmeyin insanı.

Önce verdikleri sözleri tutsunlar. Nasıl bir devlet bu ABD?

Trump’ın “Suriye’den çekiliyoruz” dediği gün... ya da ertesi gündü galiba...

Haberin Devamı

Suriye’de görevli bir ABD’li Albay çıkıp ne dedi:

- Çekilmiyoruz. Nitekim çekilmediler. Daha da asker gönderdiler. Şaşılacak ne var? ABD, askeri vesayet altında. - İtaat et, rahat et.

Yarın Trump, Cumhuriyetçi senatörleri Beyaz Saray’da topluyor. Yaptırımlar konusunda onları caydırıp ikna etmeye çalışacak...

Ne zahmet. Onları çağıracağına baskı lobilerinin elebaşlarını toplasaydı ya... Çünkü bir vesayet de bu. Senatörlerle konuşacak ne var? Çoğu angaje.

Ve Miçotakis

Hele şükür... Yunanistan’dan sağduyulu bir ses çıktı. Yeni Başbakan Miçotakis Türk-Yunan ilişkilerinde “cesur kararlar” almak üzere bir dostluk çağrısında bulunuyor.

60-70 yıldır çapsız siyasetçilerin iyice çıkmaza soktuğu Türk-Yunan ilişkileri için, iyi bir başlangıç bu...Ve Ankara Hükümeti’nin ilkelerine de çok uygun.

.........

Esasen, Türk Halkı’nda Yunan düşmanlığı yok. Yunan Halkı’nda Türk düşmanlığı var. Yani “cesur kararlar” zaten bize değil, asıl Yunan tarafına lazım. Miçotakis’e sevgilerle.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder