● Nasıl derler hani?
Bir laf vardır:
-Halk plajlara hücum edince, vatandaşa denizde yer kalmadı. İşte öyle bir şey.
● Hepimiz birden çıldırdık. Maskeleri attık, mesafeyi unuttuk, sokaklara döküldük.
Korona ihtimali kalmamış gibi, eskisine benzer bir normale döndük.
Vaka sayısı tekrar tırmanırsa eyvah, iki ay daha bizi eve kapayacaklarını unutmayalım.
● Devlet, elinden geleni, hatta çok fazlasını yaptı. Türkiye aleyhtarlarının bile bize bakışı değişti.
Sağlık Ordusu, örnek fedakârlıklar gösterdi, dünyanın takdirini kazandı.
İş Âlemi, zarar etmeyi göze aldı, içine kapandı. Futbol bile durdu.
Bu seferberliğe simitçiler bile katıldı. Bütün bunlar şimdi heba olup gitsin mi?
Başa mı dönelim? Aman ha...
Devletin hoşgörüsünü istismar etmeyelim.
Biraz dikkat...
-Maske, mesafe, temizlik.
Hepsi bu.
● İfrat-tefrit dedikleri bu olmalı. Bir taraftan da restoranların akşam saat 22’de kapanması kararlaştırıldı.
İyi ama yılın en uzun günlerindeyiz. Saat 21.30’da bile ortalık aydınlık...
Bu kararın bir daha gözden geçirilmesi lazım.
Özellikle de büyük iller için.
● Bu yıl turizmdeki açığımızın bir kısmını sağlık turizmi’yle kapatabiliriz...
Unutmayın ki birbirinden mükemmel sağlık tesisleri açılmaktadır. Rezervasyonlar başladı bile...
Yakaladığımız bu rüzgâra sımsıkı sarılalım.
Adına milliyetçilik mi dersiniz, yurtseverlik mi yoksa muasır medeniyet mi, ne derseniz deyin...