Reuters’in Türkiye’ye yaptığı düşmanlığa, sadece iktidar kanadı tepki gösterdi.
Yetmez. Bütün hatlarıyla ve bütün samimiyetiyle muhalefet de tepki göstermeliydi. Fatih Altaylı’nın tabiriyle, işte o zaman adam olmuş olurduk. Yani özetlersek:
- Adam aranıyor.
*
İmamoğlu afişler astırmış. Üzerinde şöyle yazıyor:
Kazandık,
İstanbul’a
Kazandırdık.
“Hayrola, durup dururken eniştem beni niye öptü?” diyeceksiniz ama bayramdır.
Elbet öpecektir. Lakin neyi kazandık ve İstanbul’a neyi kazandırdık, orası anlaşılamıyor. Biraz açar mısınız Başkan?
*
CHP’de yeni bir genel başkan için 3-5 kişinin ismi geçiyor. Şüphesiz hepsi de oraya layık insanlar.
Bülent Tezcan başta olmak üzere her biri liyakat sahibi. Lakin şaştığım şey, nasıl oluyor da Akif Hamzaçebi gibi bir değer’in ismi hâlâ telaffuz edilmiyor? Öyleyse?.. Hamzaçebi’ye bir mesajım olacak:
Beyefendi. Fazla tevazu göstermeyin. Sahi zannederler.
*
Tabii, ortada bir de ayıp var. Mevcut genel başkan henüz orada otururken, yerine başka bir genel başkan aramak, en azından siyasi nezakete sığar mı?
......
Bunu ismi geçen adaylar için söylemiyorum. Kral’dan çok kralcılar mı ararsınız? Dalkavuktan geçilmiyor. - Nerede kaldı ahde vefa?
......
Evet... İmamoğlu’nun pervasızlığını eleştirelim ama dönüp bir de işin bu tarafına bakalım.
Bereket, adaylıkta ismi geçenlerin her biri, mesela Özgür Özel gibi, Engin Altay gibi dikkatli ve saygılı davranıyor.
Not:
İsveç’in yüzsüzlüğü artık ayyuka çıktı. Amerika’nın ahlakı zaten tartışılmaz.
Eh... Madem iş bu noktaya geldi, Türkiye, NATO’dan çıkmayı bile göze alarak İsveç’e müstahak olduğu son cevabı verecektir elbet...
İbret-i alem için.