Çok seçim gördüm ve yazdım. Elbet hepsinde rekabet vardı. Kıyasıya mücadale vardı. Elbet sert tartışmalar ve karşılıklı ağır suçlamalar da vardı. Ama böyle bir rezilliğe hiç rastlamadım. Adaydan çok adaycı olan bindirilmiş Kıt’aların bu kalleşce yöntemlerini daha önce hiçbir seçimde görmedim.
Ortaçağda olsak belki düelloyu gerektirecek kadar hakaretlerin havada uçuştuğu böyle bir dönem hiç hatırlamıyorum.
Şimdi biz 23 Haziran gecesi sonuçlara bakıp ne diyeceğiz:
-Her şey geride kaldı.
Mümkün mü?
Hiçbir şey geride kalmaz. Bu kepazeliklerin hiçbiri unutulmaz. Yüreklere saplanan bu zehirli oklar, kolay kolay çıkmaz.
İşte, yeni nesillere bırakacağımız miras budur. Bir taraftan da yurt savunması için çırpınıp duruyoruz. S-400’leri alacağız diye yedi düvelle papaz oluyoruz...
Tamam da, savunacağımız güzelim yurt bu mu? Birbirinden nefret eden insanların ülkesi mi?
Bakar mısınız?
Yarın gece 2 aday televizyona çıkıp tartışacak...
Lakin biz kaç gündür onları değil 3’üncü şahsı konuşuyoruz. Yani moderatörü...
Ne İstanbul umurumuzdadır ne de projeler.
Bizim derdimiz başka.