İster Abdullah Gül, ister Ali Babacan... İster İmamoğlu, ister Mansur Yavaş veya İlhan Kesici. İsterseniz de uzaydan ithal bir aday... Çatı aday. Tamam da... Muharrem İnce meselesini çözmeden, halletmeden, nereye varabilirsiniz? Bitmedi. Bir de Meral Akşener’in onayı lazım. Yani, zor bir yolculuk.
Diyelim ki mesela gönlünüzde yatan aday, hâlâ Abdullah Gül’dür. Güzel ama bakalım böyle bir kompozisyonda, aday olmayı kabul eder mi? 40 yıl emek vererek ulaştığı kariyerini bir çırpıda tehlikeye atar mı? Çok ihtiyatlı bir siyasetçidir. Bence kendini bir ihtirasa kaptırmayacaktır. Yüzde yüz teminat ister. Nerede o aritmetik?
Millet İttifakı adı verilen cephenin, çıkmazı budur. Hangi aday’a el atsa, karşısında Muharrem İnce diye bir barikat bulacak. 2018 seçimindeki şartlardan daha zor şartlar var. Kaldı ki... Lider belki henüz farkında değil ama CHP içinde çatlak sesler çoğalıyor. Ta Ekmeleddin Bey zamanından beri gördüğümüz hoşnutsuzluk, yeni bir muhafazakar ve hatta mukaddesatçı bir aday’a bilmem ki sıcak bakar mı?
Abdullah Gül’ün kusuru değil bu... Kılıçdaroğlu’nun tercihi. Bunu o kadar sıkça ve abartarak yapıyor ki, CHP içinde sanki hiç liyakatlı adam yokmuş gibi bir imaj veriyor ve özellikle de sosyal demokratları incitiyor. CHP seçmeninde zaman zaman -şakayla karışıkyaygın kanaat şudur: - Bizim Başkan acaba gizli AKP’li mi? Herhalde duymuşsunuzdur. Lider en son duyar.