Üç beş gün önce 14 Mayıs’tı. Geldi geçti. Kimse farkında değil.
Halbuki mühim bir gündü o. Demokrasinin doğum günüydü. 14 Mayıs 1950.
Ne olmuştu? At gözlüğüyle bakarsanız, 14 Mayıs’ı, 2 ezeli rakibin, CHP ile DP’nin hesaplaşması gibi görürsünüz. Hayır, öyle değildir.
14 Mayıs, Menderes’in Bayar’ın zaferinden ibaret olmadığı gibi, İsmet Paşa’nın da hezimeti değilir. Bir partinin iktidardan düşüşü, öbür partinin iktidara gelişi hiç değildir.
Bunlardan çok öte bir şeydir. 14 Mayıs, bir milattır. Hakim teminatı altında yapılmış ilk seçim o.
Bence, bayram ilan edilmesi gereken, önemli bir gündür ama 69 yıldır onu kutlayan bile yok. Nitekim yine geldi geçti.
“Türkiye’ye demokrasiyi biz getirdik” diyen CHP, bu yıl da 14 Mayıs’ın farkında değil...
Menderes’in madalyası’nı taşıyan DP ise, bari kenarda oturup aziz bir hatırayı koruyacağına, hiç bilmediği sularda geziyor şimdi:
Bu yıl, gecikerek de olsa 14 Mayıs’ınızı yine hararetle kutluyorum.
Açık oy gizli sayım’dan bizi gizli oy açık sayım’a getiren...
“Çete” deseniz bile bizi hakim teminatı’na kavuşturan merhum devlet adamlarımızı saygıyla anıyorum.