Diyarbakır’n üç tane ilçesini say deseler sayamayız ama Suriye haritasını köylere kadar ezberledik. Fena değil. Bilgi, bilgidir. Kültür, akılda kalandır.
Çocukluğumuzda şöyle bir oyun oynardık:
Haritayı önümüze serer, coğrafyanın en kuytu şehir ve kasabalarını bul bakalım diyerek birbirimize sorardık. Koca harita. Ara Allah ara... Onu bulana kadar yüzlercesini de hafızamıza kaydederdik. Şimdi internet çıktı, mertlik bozuldu.
Olsun. Çocuklar birşeyler öğrensinler de nerden öğrenirlerse öğrensinler.
- Ezberciliğe paydos. Biyoloji dersinden bu sebeple nefret ettim. Mecburen ezberlediğim nice acayip yaratığın isimleri hâlâ aklımdadır. Bana hayatta bir faydaları olmadı ama en azından bir zihin antrenmanı’dır. Hiçbir şikayetim yok.
Şimdi gençlere sınavda sorulan sorulara bakıyorum. Cevap verdikleri değil de veremedikleri, daha dikkatimi çekiyor. Olsun. Bunlar telafi edilir şeyler. Elbet bir çaresi bulunur. Gençler üzülmesin.
Lakin konuştukları Türkçe canımı çok sıkıyor. Bir iki jenerasyon sonra dilimizi iyice kaybederiz diye korkuyorum. Anne babalar, herşeyi öğretmene yıkmasınlar. Evde konuşulan Türkçe çok mühimdir.