Basiretsiz dünya, hiçbir problemi çözemiyor.
Karabağ, tam 30 yıldır sözde “3 büyük devlet”in eşref saatini bekledi durdu. Keşmir, Allah’a emanet. Kıbrıs?
Zaten çocukluğumuzdan beri süregelen bir tefrika.
......
Daha durun. Bunun Afganistan’ı var, Irak’ı Suriye’si var, Libya’sı var, varoğlu var.
Ege sahanlığı, yıllardır bildiğiniz gibi.
Doğu Akdeniz ellerinizden öper. Saysam, sütunlara sığmaz. Hepsi çözüm bekliyor.
Küreselleşmeymiş. Ne küresi? Büyük balıklar, küçük balıkları yutmak için bir globalleşme masalı uydurdular, kendi kürelerini genişletiyorlar.
Bunca kurum var güya. Birleşmiş Milletler’den tutun G-20’lere kadar, Avrupa Birliği’nden tutun, NATO’ya AGİT’e kadar.
Bir problemi de çözün bari... Tek bir problemi çözün...
Hayır. Akdeniz sularına gömülen göçmen cesetleri’nden bile utanmıyorlar.
Bunlar için problem çözmek nedir, bilir misiniz?
Ya Golan Tepeleri’ni hibe etmek ya da Kudüs’ü gasbetmek. Filistin’deki dram umurlarında mı?
Şunu unutmayın... İkinci Dünya Savaşı’nda milyonlarca insan ölmesine rağmen, savaştan hemen sonra, çok kısa yıllar içinde, dünya kendini çabucak toparladı ve savaşın yaralarını çabucak sarıverdi.
Niye? Çünkü o dönemde basiretli devlet adamları ve becerikli diplomatlar vardı.
Şimdikiler ise Doğu Akdeniz’e sahili olan ülkeleri say deseniz sayamazlar.
Fransa’ya bakın. Globalleşme numarasıyla neredeyse bize komşu gelecek.