Rauf TamerDil yâresi

HABERİ PAYLAŞ

Dil yâresi

Bu mu Z kuşağı? Kullandıkları Türkçe’ye bakın. Uyduruk kelimelerle konuşuyorlar? - Ne diyor bunlar? Kendi aralarında bile anlaşamıyorlar.

O uyduruk kelimelere de razıydık ama bunlar, o kelimeleri de yanlış yerde kullanıyorlar. Okullarda hocaları da böyle mi konuşuyor? Zannetmem. Bu çocuklar, Türkçe’ye hiç aşina değiller. Ne demek aşina? Bilmezler ki.

Zaten kelime dağarcıkları da fakir. Kullandıkları dil, 200 kelimeden ibaret. Gramer sıfır. İmla sıfır. Telaffuz, sıfırın altı. Bu mu yaşayan Türkçe?

Bilgi yarışmalarını izliyorum. Deyimlere de yabancılar. En yaygın atasözlerini bile hiç duymamışlar. Bu nasıl bir kuşak? Türkçeyi bilmeyen insan, yarışmaya katılır mı? Çoğunluk böyle.

Haberin Devamı

Bereket bir kısım gençler var ki, Türkçeyi mükemmel konuşuyorlar. Belli ki onlar Türkçeyi evde öğrenmişler. Anneden babadan öğrenmişler. Çünkü Sağlıklı Aile Yapısı işliyor. O olmasa yandık.

Yeni kelimelere karşı değilim. Yeter ki doğru olsun, uyduruk değil... Yeter ki yerinde kullanılsın, özenti için değil.

Dil yâresi şarkılarda bile ağlamaktadır. Şevki Bey’in Hicaz şarkısını dinleyin, 136 yıllık şarkı: Dil Yâresini andıracak yâre bulunmaz. Dünyada gönül yâresine çare bulunmaz. Her derdin olur çaresi, meşhur meseldir, Dünyada dil yâresine çare bulunmaz.

Not: “Okuma yazma çok güzeldir ama okuduğunu anlamadıktan sonra neye yarar?” (Merhum Hıncal Uluç’tan bir cümle.)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder