Daima söylemişimdir:
- 15 Temmuz denince aklıma ilk gelen, Kılıçdaroğlu’dur. Neden? O akşam 22 uçağı ile İstanbul’a geldi değil mi?
Halbuki darbe girişimi, saat 22’den önce deşifre olmuştu. Buna rağmen yolculuğunu iptal etmedi.
Evine dönmedi. Saat 23.15’te İstanbul’a indi... O saatte İstanbul’da ne işi vardı? Hem de tek başına... Bir lider öyle mi gezer?
Nerede kalacak? Otellerde yer yokmuş. Ya da müşteri kabul etmiyorlarmış...
Ya da oteller kapalıymış...
(Yok öyle bir şey. İnceleyin, öyle olmadığını görün). Her neyse. O da gitmiş, Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine park etmiş.
Bütün bunlar size normal geliyor mu? Bütün Türkiye’ye normal gelse bile bana normal gelmiyor.
Ertesi sabah, otellerden birinde bir panel varmış da hazret, bir gece önceden gelmeyi tercih etmiş... miş.
- Hangi otel?
- Hangi panel? Sadece o mu davetliymiş?
Öbür misafirler neredelermiş? İsimleri neymiş?
Daha bir sürü mantıksızlık. Ama bizim aklımızda kalan, sadece tankların arasından süzülüp gittiğidir.
Halbuki yegâne mantık orada var. Özetlersek: - Tiyatro devam ediyor.