İttifak, beka, liyakat... Bunlar 31 Mart sürecinin yadigârı olarak kalacak hafızalarımızda.
Lakin çok sert bir kampanya dönemi yaşıyoruz.
Nedir, ne oluyor? Dünyanın sonu mu? Cevap: Yoo, hayır...
Dünyanın sonu değil. Yerel yönetimleri seçeceğiz. Hepsi bu.
Sahiden hepsi bu mu? Yoksa sistem meselesi mi gündeme gelecek?
Bu şüphe de var. Öyle ki meşruiyet tartışması’na kadar yolu var...
Yaygın bir endişe midir bilemem. Ama endişe duyan seçmenleri rahatlatmak lazım.
Kim rahatlatacak? Diye düşünürken... Gayet sakin ve munis bir ses duyuluyor:
- Korkma vatandaş, rejim oylaması değil bu, mahalleye muhtar, belediyeye yönetici seçeceğiz.
Bu izahat yeter mi? Yetmez...
Yetmiyor. Vatandaşa tane tane anlatmak lazım.
Ben anlatayım. Ey vatandaş!.. Sonuç ne olursa olsun.
- Devlet Başkanı, yerinde kalacak. - Meclis, yerinde kalacak. - Hükümet, yerinde kalacak.
- Bütün partiler, kurum ve kuruluşlar, yerinde kalacak...
Vali, kaymakam, savcı, yargıç hepsi yerinde kalacak.
- Kılıçdaroğlu yine yerinde kalacak. Not: Sonuncuyu söylemesem olmazdı.
Vatandaşı ancak böyle ikna edebilirim diye düşündüm. En güçlü argüman bu.