Pazar günü 65 yaş üstündekilere sokak izni var... Allah razı olsun. Lakin, 4 saat mahallede bir aşağı bir yukarı yürüyecek değiller ya... Arabaya binip, camı da açıp 15-20 dakika şööyle bir Boğaz havası alsalar nasıl olur? Belki de bir kabristan ziyaretinde bulunmak isteyebilirler. Ne sakıncası var? Koskoca insanlar bu hoşgörüyü istismar etmezler ki... Bence bu hak verilmeli. Onlar kullanırlar veya kullanmazlar, kendileri bilir.
Korona hepimizi kilitledi. Ne yapalım? Katlanacağız... Seve seve de katlanıyoruz. Gazetede benim çok değerli bir yardımcım vardır. İsmail Deniz... Amasya’ya 2 günlüğüne babasını görmeye gitti, tam 62 gündür orada. Bir türlü gelemiyor. Ne Amasya’dan çıkabiliyor, ne de İstanbul’a girebiliyor. Üzülme İsmail. “Elbet bir gün kavuşacağız.” Sen bana elma getir.
Unutmadan... Bir arkadaşım da Muğla’da tatil yapıyordu... Sıkıldı, dönmek istiyor, dönemiyor. Çünkü İstanbul’a giriş yok. Sonunda buldu formülünü. Tekirdağ dün giriş çıkış özgürlüğüne kavuştu ya, hah, arkadaş arabasına atlayıp yola koyulacakmış, eğer yolda polis çevirirse diyecekmiş ki: - Ben Tekirdağ’a gidiyorum. Malûm, Tekirdağ’a gitmek için İstanbul’dan geçmeye mecbursunuz. Vay uyanık. - Yakalayın. Ne işi var Tekirdağ’da? Gitse ya Şanlıurfa’ya...