Bizim kutuplaşmadığımız dönem var mı? Yok.
İnönü-Menderes.
Demirel-Ecevit.
Hatta, aynı blokta olmalarına rağmen:
- Demirel-Özal.
- Çiller-Yılmaz.
Neler neler.
Yandaşların, yoldaşların en alâsı, o zaman da vardı.
Tuzlukların, fırıldakların en şahânesi, o zaman da vardı.
Hep vardı.
Bilenler bilmeyenlere anlatsın. Vatan Cephesi’nden tutun milliyetçi cephe’ye kadar... Ne kutuplaşmalar yaşadı Türkiye.
● İsmet Paşa’nın kafasına taş atıldı.
● Demirel, Başbakanlık koridorunda yumruk yedi.
● Özal’a suikast yapıldı. Kongre salonunda kurşun sıkıldı.
● Mesut Yılmaz saldırıya uğradı, burnu kırıldı.
● Tansu Çiller’e akıl almaz iftiralar atıldı.
Yani, kutuplaşmadığımız hiçbir dönem yok.
Lakin şimdiki kadar ağzı bozuk bir dönem de yok.
Bu bir.
İkincisi:
Türkiye’nin dışarıya karşı birliğini beraberliğini, bileğini yüreğini, bu derece boşverdiği bir dönem de yok.
Not 1
Venezuela’da olup bitenlerden belki haberi yoktur, onu geçelim... Ama sağır sultanın bile duyduğu şu S-400 meselesinde bizim muhalefetin ne düşündüğünü çok merak ediyorum.
Not 2
Amerika zannediyor ki dünyayı parmağında oynatmaktadır.
Halbuki başta İsrail ve Mısır olmak üzere, birçok ülke asıl Amerika’yı parmağında oynatıyor.
Daha da acısı:
O artık terör örgütlerinin ve darbecilerin maskarası olmuştur.
Bence Amerika’yı yeniden keşfetmenin tam zamanı.