Duydunuz... DSP, kazanmak için değil, kaybettirmek için çıkmış yola.
Öyle değil ama velev ki öyle.
Peki Saadet Partisi ne için çıkıyor yola? Oyları silip süpürecek mi?
Bir de derler ki:
- Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Yoo, vazgeçilmez olan sadece “benim partim”dir. “Ötekiler” kim oluyor?
En güzeli de: - “İthal aday olmaz” lafı.
Elbette olmaz.
İthal edeceğine ilhak et, renklerine kat... Nasıl ki Ankara’ya bir ülkücü, İstanbul’a da merkez sağ kökenli bir imamzâde... Yani ille de “sosyal demokrat olmayan” biri... Tek şart bu.
Sanki anayasa emri.
Bir ara İstanbul’a Tunceli’den bir aday ithal ettik, değerli bir arkadaştı ama onu sandıktan çıkaramadık. Kağıttepe’de boşuna ev tuttu. Pabuçları boşuna çamurlandı. Yürüyen merdivenlere ters binip helâk oldu. Hâlâ yanarım... Çok da iyi bir antrenörü vardı. Öylesini bir daha nereden bulacak?
Listeler tamam. Rotayı 31 Mart’a doğru artık çevirmiş bulunuyoruz.
Öyleyse:
Hem kazanacak olanlara...
Hem de -kazanmasa bilekazandırtacak olanlara.
Şimdiden bravo.
.........
Ayrıca: Hem kaybedecek olanlara. Hem de kaybettirecek olanlara.
Şimdiden başarılar.