Her birine ayrı makale yazılabilirdi ama sizi koyu siyasete boğmamak için özetleyeceğim. Nereden başlasam?
Anketlerde kararsızlar bölümü, partilere yanlış dağıtılıyor. Yüz kere söyledik. Bir kere daha söyleyelim: Muhalif seçmen, kararsız olmaz. Kararsızım diyenlerin büyük çoğunluğu iktidara oy verip vermemek arasında bocalayanlardır. Yani kararsızlardan ziyade tereddüt sahipleri... Yelpazeye dağıtılamazlar. Hangi ölçüye göre dağıtıyorsunuz?
İttifak başka, koalisyon başka. Cumhur İttifakı, nerden baksan bir İttfak’tır. Bozulduğu gün, herkes yine yerinde kalır. Öbürü ise muhtemel bir koalisyon’dur ki dağıldığı gün hükümet düşer.
İYİ Parti’nin söyledikleri, ana muhalefetten daha etkili oluyor. Ne de olsa, eski bir hısım’dır. Hısımların hasım olması, ormandaki ağaçları bile herhalde rencide eder ki, her biri baltaya bakıp bakıp “sapı bizdendir” diye mırıldanır. Daha durun. Öbür balta geliyor: Ali Babacan.
Gelelim liyakat meselesine. Liyakat meraklısı Kılıçdaroğlu için Hulki Cevizoğlu dedi ki:
- Kendisi acaba CHP’nin başına liyakatla mı gelmiştir? Cevap veriyorum üstadım:
- Tabii ki liyakatla gelmiştir. Aranılan bütün vasıflara sahiptir. Kim akıl ettiyse vallaha bravo.
Ve son not: Bir rektör kavgasıdır gidiyor. Yahu siz rektör görmemişsiniz. Sıddık Sami Onar’ı hatırlayan var mı içinizde?