Merhum Turgut Özal, siyasi eski 4 eğilim’i ANAP’ta birleştirmek istemişti...
Partiyi kurarken, bütün enerjisiyle bu noktaya odaklanmıştı. Bugün eski 4 eğilim’den eser yok. Ne ümmetçi sağ kaldı, ne de bir sosyalist akım.
Bugün siyasette bütün mesele, bütün ölçü, bütün hedef: - Demokrat olup olmamak.
Yani, siyasi partilerin ve siyasetçilerin sicili, artık sadece bununla ölçülüyor: - Demokrat mı değil mi? Gerisi teferruat.
Öyle ki, yasalara göre suç sayılan demeçler ve davranışlar bile, demokratlık kimliği sayesinde mazur görülebiliyor.
Bazen vatanseverliğe aykırı bir duruş bile, demokratlık kimliği’ne sığınabiliyor. Seçimlerdeki oylar bile demokrat olanlar/olmayanlar diye tasnif edilebiliyor.
İttifaklara bakınız. Beş benzemezler bu argümanla ve bu nedenle müttefiktirler... Öyle değilse bile, altında buluştukları şemsiye budur:
Demokratlık. Siyasi partilerin ateşli demeçlerine bakınız. En büyük malzemeleri budur.
Hani var ya, fikir özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi kavramlar var ya, onlar da demokratlığın birer aksesuar ürünüdür.
Akan sular durur... İcabında Misak-ı Milli’ye bile laf edebiliyorsunuz...
- Çünkü demokratsınız.
Aman dikkat.
Bu güzelim demokratlığı da eski 4 eğilim gibi dejenere etmeyelim.