“Sandık sandıklar içinde çok şânımız var.” Seçim bir şölendir yahu. Amma da büyüttük... Hayat memat meselesi yaptık. Geldi geçti işte... Geçiyor. Akşama göreceğiz ki, hiç de dünyanın sonu değilmiş meğer... İstanbul kaçmıyor. Yarın sabahtan itibaren yine sizi bekliyor.
Sandığa neşeli gidin. Sandığa gülümseyin. Ve “İyi ki varsın” deyin. Benimki yine aynı yer ve aynı sandık. Bakalım, sandık kurulu başkanı da -mevzuatı bilmeyen- yine o aynı zat mı? Bakalım, bu kimlik geçmez diyerek sarı basın kartımı elinin tersiyle yine itecek mi? Yine Papaz olmayız inşallah.
Biliyorsunuz. Bugün, seçmeni etkileyecek her türlü haber, yorum, telkin ve tavsiye yasak. Aman efendim, bırakın bugünü, yıllardır yazılıyor çiziliyor da ne oluyor? Kim etkileniyor? Hiç. Ne zaman kamuoyu oluşturmaya heveslendiysek, boyumuzun ölçüsünü almadık mı? Ama madem ki yasak, eh 5 yılda bir biz de itaatkâr olalım. Memnuniyetle.
Saat 17’de sandıklar kapanacak. Sayım kolay...
Tek pusula olduğu için oylar çabucak sayılacak. Bakalım, YSK ileri bir saate kadar yine anlamsız bir yayın yasağı koyacak mı? Koyup da ne olacak? Sanki oylar mı değişecek? Haydi bakalım, hayırlı olsun.
Akşama görüşürüz.