İdamın geri dönmesi, oy mu getirir, oy mu götürür?
- Ne alâkası var bunun oy’la? Eğer oy getiriyor olsaydı, 12 Mart dönemindeki idamlara hararetle evet diyen partiler, ihya olurdu. Halbuki ilk seçimde güm... Kaldı ki infazları durduran Ecevit Hükümeti de 2002 seçimlerinde hiç hezimete uğramaz ve küme düşmezdi.
Yâni, deli saçmalarıyla uğraşmayalım. Buyurun; bir tane daha:
- İdam konusu gündemi değiştirmeye yarar mı? Hayır. O da hayır. Çünkü yetmez. Çünkü hiçbir idam maddesi, ülkenin bekası gibi bir meseleyi itip de gündemin tepesine oturmaz. Türkiye Akdeniz’de, Suriye’de, Avrupa Birliği’nde, Birleşmiş Milletler’de boğuşurken, idam konusuna saplanıp kalmaz. Evet, idam mühim meseledir ama istiklâl ve istikbâlden daha mühim değil.
Bir bilen
Koronayla mücadelede Kılıçdaroğlu, taktik veriyor, dikkat: - Önce bulaşmayı engelleyeceksin.
- Bulaştıysa tedavi edeceksin. Bu kadar basit. Hazret, siyasetçi değil de futbol hocası olsaydı, demek ki takıma şöyle taktik verecekti:
- İyi savunma yapacaksın. Rakibi önce şaşırtacaksın.
- Sonra da hücuma geçip tak tak tak 3 gol çakacaksın. Bu kadar basit.
Gerçek korona rakamları gizleniyor, öyle mi? Yani, Bakanlık dahil, Bilim Kurulu dahil, bütün doktor ve sağlık çalışanları dahil, herkes ağız birliği yapmış yalan söylüyor. Peki doğru rakamları kim biliyor? Sadece Kılıçdaroğlu. Ama söylemiyor, bravo. Ne de olsa devlet terbiyesi işte.
Hesap adamı Kılıçdaroğlu, memleketteki işsiz sayısını da her ay 1 milyon artırıyor. 6, 7, 8, 9 milyon işsiz. Şimdi de 10 milyon dedi. Gelecek ay biliniz ki 11 milyon diyecek. Yani hükümet istese de bu kadarını yapamaz.