Üzülme ey İngiltere...
* Sen zaten Avrupa coğrafyasından uzak, açık denizde bir ada’sın.
* İklimin de Avrupa’ya benzemiyor.
* Saatin, Avrupa’dan farklı.
* Paran, Avrupa’dan farklı.
* Vizen, Avrupa’dan farklı.
* Trafiğin Avrupa’dan farklı, direksiyonlar sağda.
* Elektrik aksamın, fişlerin, prizlerin ve ampullerin bile Avrupa’ya benzemez. Daha sayayım mı?
* Yahu senin anayasan bile yok. Ne işin vardı ki zaten Avrupa Birliği’nde.
Evren Ailesi
Hafta içinden kalan bir not da bu... Yazmadan geçemem. Askeri müdahaleyi sanki kızları yapmış gibi, Kenan Evren’in aile fertlerine Orduevi yasağı, vicdanımı titretti. Kendilerini tanımam. Tanışmam. Ama onlar 7’nci Cumhurbaşkanı’nın çocuklarıdır. Tarihten bunu silmek mümkün değil. Eminim ki Orduevlerine zaten adım atmazlardı. Ama yasak koymak, çok incitici oldu.
Duyum
Kılıçdaroğlu ciddi bir insandır. Duyum veya dedikodu üzerinden siyaset yapmak ona yakışmaz. 15 MHP’linin transferi sahiden gerçekleşirse, hep birlikte ayıplarız. Ama böyle bir şey olmazsa ne yapacağız?
367’ye dair
Gördünüz mü? 2007’deki 367 fantezisi, bizi nerelere getirdi... O gün Sabih Kanadoğlu Hoca, öyle bir racon kesmeseydi “bundan böyle Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin” diye keskin bir karar -belki- hiç doğmayacaktı. Nereden nereye...
Bir not daha
Yine de yazımızı, İngiltere’deki referandumla noktalayalım. Cameron Bey’in kulakları çınlasın. Bize 3 bin yılını vade biçmişti... Yani Türkler geliyor diye ürken İngilizleri, korkmayın Türkler gelmiyor diye rahatlatmak istedi, öyle mi? Öyleyse, al sana. Referandumu kazansaydı, bizim sayemizde kazanacaktı. Ama kaybetti. Bizim yüzümüzden kaybetti. Böylesine bir komedi işte.