Her telden

İnce ne demiş:

- Yandaş medyanın bana olan yakınlığı gözlerimi yaşartıyor. Peki, candaş medya’nın ona aldığı hasmane tavır, yüreğini hiç sızlatmıyor mu? Yok... Ya da şöyle sorayım:

- Candaş medya’nın bu aşırı nezaketi, Ali Babacan’ın gözlerini yaşartmıyor mu?

Galiba en iyi aday Ekmeleddin Bey idi.... “Ekmek için Ekmeleddin...” Kimsenin ekmeğine göz dikmedi. Hiç kavga etmedi. Halim selim bir adam idi.... Seçimi kaybettiğini kendi bile farketmedi. Ne yapsak da onu ikna edip tekrar getirsek.

Her telden dedik. Notlara devam edelim. Fransa’nın gelmiş geçmiş en başarısız, çünkü en yeteneksiz Cumhurbaşkanı Macron, arada sırada kafasını çıkarıp “ben de varım” diyor ama her seferinde kafasına bir tokmak yiyip tekrar yerine oturuyor... “Yunanistan gibi” diyeceğim ama değil, Yunanistan bari işi şımarıklığa vurup âlemi güldürüyor.

Ya Arap ülkelerine ne dersiniz? İsrail’le ne güzel bir imaj tazeliyorlar. Arap Baharı dedikleri nesne, gelişti gelişti ve İslam Baharı’na dönüştü galiba.

Dönelim koronaya... Korona vakaları arttıkça, 65 yaş üstüne yeni yaptırımlar geliyor. Ne alâkası var, bilmiyorum. Kuralsızlığın faturası, niye onlara kesiliyor? Plajları 80, 85 yaşındaki insanlar mı dolduruyor? 95 yaşındaki insanlar mı sokakta doğum günü partisi kutluyor? Düğünlerde onlar mı silah atıyor? Yoo, ihtiyar delikanlılar dediysek o kadar da değil.

Unutmadan... Son bir not. Bravo Fulya Öztürk. CNNTÜRK’ün bu yıldız muhabiri, vallaha zabıta memuru gibi... Sokakta maske takmayanlar onu görünce artık kaçışmaya başlıyor... Bence Sağlık Bakanlığı ona üstün hizmet fahri ödülü vermeli... Hem sempatik biçimde denetliyor, hem eğitiyor, hem de hayatın içine girip sürekli haber üretiyor.