Bizim siyasi partiler, kendi içlerinde ille bir huzursuzluk çıkarmaya mecburlar mı? Gerçi CHP’nin eski huyudur ama yepyeni bir parti olan İYİ Parti’ye ne oluyor? Nedir paylaşılamayan?
........
Ümit Özdağ bâri vuruşarak çekildi. Darısı “Muharrem İnce’nin başına” diyeceğim ama o, yıllardır vuruştuğu halde bir türlü çekilemiyor. - Bırak gitsin. - Gitmiyor. - Öyleyse gelsin. - Gelmiyor. O zaman da huzursuzluk bitmiyor.
Akşener, bir şey hatırlattı. 28 Şubat’ta, kendi partisi olan DYP’yi nasıl parçalayıp ince ince doğramışlardı. Bunun acısını, ancak yaşayan bilir. O işin tezgahçıları vardı. Hem de devletin içinde vardı. Bugün bâri, öyle bir şey yok. Gerçi Kılıçdaroğlu’na sorsan, ayağı taşa takılsa Erdoğan’dan bilir.
O sebeple de zaten partideki asıl arızayı bir türlü tespit edemez. Akşener öyle değil. Neyin, nereden geldiğini, niçin geldiğini çok iyi degerlendirebilecek bir deneyim ve birikime sahiptir. Yani teşhisi doğru koyar.
Yazının başına dönersek. Yeni bir siyaset tarzı, yeni bir siyaset üslubu ve yeni bir siyaset ahlâkı artık kaçınılmazdır. Kaldı ki parti içi demokrasi başka, parti disiplini başka... Hele uyum bambaşka. O yoksa, disiplin de fayda etmez.