Giriş
Birincisi... Trump’a ait. Dedi ki:
- Geri döneceğim... Fazla sürmez.
Fazlası azı yok. Takvim belli. 4 yıl bekleyeceksin. Kaldı ki bu, bazı tercümelere “bir şekilde döneceğim” olarak yansıdı. Ne demek “bir şekilde..?”
Fakat durun bir dakika. Bu laf bana hiç yabancı gelmiyor. Patenti bir Türk’e ait. “Seçimle veya başka bir şekilde” diyerek iktidar müjdesi vermişti ya! Tepki topladıysa bile, hiç olmazsa seçimi bir “alternatif” olarak sunma lütfunda bulunmuştu... Eh, o gün biz de sesimizi kestik, oturduk. Ama şimdi Trump bunu nasıl tevil edecek?
İkincisi... Daha da ayıp. Müstakbel ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye için ne dedi:
- “Sözde müttefik.” Buyurun bakalım. Daha dakika 1 yahu. 1 bile değil. Nedir bu hafiflik? Türkiye’ye musallat teröristlere onbinlerce TIR silah veren, kanun kaçaklarını kendi ülkesinde barındıran, 15 Temmuz girişimine mimarlık ve antrenörlük eden Amerika “sözde müttefik” değil ama S-400’ler gibi bir savunma sistemine ihtiyaç duyan Türkiye “sözde müttefik.” “Özde - sözde...” Aman yarabbi. Bu kelimeler de bana hiç yabancı gelmiyor.
Dünyada vicdan sahibi bir “tarafsız hakem” bulsak da onun adaletine sığınarak sorsak:
- Hangimiz sözde müttefik? Türkiye mi, Amerika mı? Allah için karar ver. Vallaha ben Kılıçdaroğlu’nun bile hakemliğine razıyım. O ne derse kabul. Var mısınız Bay Blinken? Bakın size avantaj da tanıdım.
