Durup dururken... İktidar yanlıları - iktidar karşıtları diye öğretmenlerimizi kategorize etmek, kimin aklına gelebilir?
Hem de Öğretmenler Günü’nde...
Kılıçdaroğlu bunu da yaptı. İktidar yanlıları için şunu söyledi:
- Onlara öğretmen demem ben.
Demesin ama... Ne biliyor? Uzaktan nasıl teşhis koyuyor, yüzbinlerce öğretmeni nerden tanıyor da “iktidarın peşine takılanları” derhal ekarte ediyor.
- Onlara öğretmen demem ben.
Kırıp dökmediği yer kalmadı. Hakaret etmediği meslek yok. Nasıl da azarlıyor insanları:
- Ben sana hakim demem. - Ben sana savcı demem.
- Ben sana vali demem. Kaymakam demem. E sonra?
- Ben sana sanatçı demem.
- Gazeteci demem. Ve şimdi de:
- Onlara öğretmen demem ben. Vallaha beyim, sen ne dersen de ama bu durumda ben sana hiçbir şey demem. Diyemem.
Sonra da hızını alamamış:
- Dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz diye bağırıyor. Bu derece asabiyetle siyaset yapılmaz. Ne siyaseti?
Bu derece nefret, düşmanla savaşta bile fazladır, yeter yahu.
Not:
Nazlı Ilıcak’ın kızı, DEVA Partisi’nden siyasete girdi... Bravo ona...
Mekânın asıl sahibi geldi...
Zaten adı da Aslı... Aslı’nın başarılarını gördükçe... Bundan böyle Nazlı Ilıcak’tan bahsederken, onu Aslı Ilıcak’ın annesi olarak anacaksınız...
Ne güzel.