Geçen gün televizyon muhabirlerinden biri, mikrofonu sokağa çevirmiş, rastgele soruyordu:
- Rehavet ne demektir?
- Hak ihlâli nedir?
- İttifak neye denir? Bilemeyenler çoğunlukta... İçlerinde öğrenciler var, uygar görünümlü delikanlılar, gayet şık hanım kızlar var... Kıkır kıkır gülüyorlar ama cevap yok.
Hele şu soruya bakın:
- Cumhurbaşkanlarımızdan 4 tanesinin ismini say. Düşünüyorlar düşünüyorlar Atatürk deyip tekrar düşünüyorlar. İsmet Paşa akıllarına gelmiyor. Bir tanesi, hele şükür Özal dedi, bir tanesi Demirel’i hatırlayıverdi. Neyse ki Tayyip Erdoğan’ı bilmeyen yok. Buna mukabil Ahmet Necdet Sezer’in ismini ilk defa duyan gençler var.
Tarkan’ın şarkılarını ezberlemişlerdir ama İstiklâl Marşı’nı yanlış yunluş okudukları muhakkaktır. Buna rağmen eminim ki karnede müzik notu 10’dur. Yerli ve milli kelimelerini çok alaturka bulanlarımız olabilir ama yerli ve milli insanlar yetiştirmeye mecburuz. Televizyonda izlediğim o sokak röportajları, beni çok düşündürdü.
Futbol
Böyle lig görmedim. Her hafta lider değişiyor. Hatta cumartesi başka lider var, pazar başka lider. Neredeyse nöbetçi liderler ligi... İşin güzel tarafı bu... Heyecanlı ve çekişmeli bir sezon. Ama öbür tarafı’yla da nöbetçi antrenörler ligi... Bunu beğenmiyorum. Gece yarısı yatağından kaldırıp iş teklif edilen hocalar var. Üç hafta sonra da yolcu ediliyorlar... Öyle ki bazen hangi hoca hangi kulüptedir, karıştırıyoruz.
......
İstikrar için bence Kemal Kılıçdaroğlu’nu örnek almak lazım. Hazret, 11 yılda 11 kere hezimete uğradı ama hâlâ teknik direktör olarak takımının başında. Üstelik, hasımları tarafından da çok seviliyor.