Daha doğrusu:
- Kaçacak olan oylar. Nedir bu? Anlatayım.
Bu oylar, seçimi kazansa da kaybetse de, Millet İttifakı’ndan kaçacak olan oylardır. Miktarını bilemem. Ama kaçacağı kesin oylar bunlar.
- Boş oylar. Niçin boş? Çatı Aday’a tavır koymak için.
Biraz açalım. Hem de isimlendirelim. Efendim, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında soğuk bir savaş var ya... İkisinin de taraftarları, daha şimdiden mevzilendiler, bu işe baş koydular. Çetin bir mücadeleye girdiler. Şimdiden böyle olursa, 6 ay sonra, 1 yıl sonra seçime çeyrek kala, kimbilir neler olur?
“Bizim genlerimizde var.” Pazara kadar değil, mezara kadar takım tutmak. Önce kıyasıya bir rekabet görülür. Sonra o rekabet husumet’e dönüşür... Sonra da o husumet, nefretle bütünleşerek seçime yansır... Ya sandığa gidilmez ya da gidilir ama artık düşman gibi görecekleri adayı seçmek değil seçtirmemek için.
Yani çatı aday eğer Kemal Kılıçdaroğlu’ysa, İmamoğlu tayfasından tek oy alamaz. Eğer çatı aday İmamoğlu’ysa o da Kılıçdaroğlu lobisinden tek oy koparıp alamaz.
- Yahu yapmayın etmeyin, siz hasım değil hısımsınız. Kimse dinlemez. Millet İttifakı kazansa da böyle, kaybetse de böyle. Çatı Aday’ı vaktiyle açıklansaydı belki böyle olmazdı. Şimdi üçüncü bir aday da çıksa faydası yok. Fire mukadderdir. Ama ne kadarı bilemem.