Kandırmaca

Şunun iyice anlaşılması lazım: Barış, özgürlük, demokrasi... Bu üç kelime, gerçek anlamından saptırılmış, bir şifreye dönüştürülmüştür. Çünkü bu üç kelime, kimsenin itiraz edemeyeceği kelimelerdir. Ama bakın kimlerin ağzında.

Siz hiç sahiden demokrat olan birilerinin, sürekli “Ben demokratım” dediğini duydunuz mu? Sahici bir barış ve özgürlük yanlısı insanlar, her cümleye barış ve özgürlük diyerek başlar mı? Sahtekar tiplerin “ben zenginim” demesi gibi bir şey bu. Daha da kötüsü var. Durup dururken “Ben dürüstüm” diyenlere dikkat.

Terör destekçisi, hatta terör teşvikçisi kim varsa, barış ve özgürlük kelimelerini ağzından düşürmüyor. Nedir bu?

- Efendim bu bir işaret...

- Bu bir kimlik.

- Bu bir rozet. Bu bir parola. Siz hiç bir yurtsever, milliyetçi ve sahiden demokrat birinin “barış ve özgürlük” diye bağırdığını gördünüz mü?

Elli yıldır aynı film. “Halklara özgürlük” derler ama “Halksız bir devrim”den söz etmektedirler. Yazık. “Bağımsız Türkiye” iyi bir slogandı. Onu bıraktılar. Çünkü öyle emir aldılar. Mandacı ve himayeci oldular. Savunma sanayisi de neymiş? YPG bize mi saldıracak? Anlaşıldı, değil mi?

Gerisi kolay

Millet İttifakı, İklim Bakanlığı kuracakmış. E zaten var İklim Bakanlığı. Yani, öyle bir kabine olacak ki, olan bir bakanlıkla olmayan bir başbakanlık şimdiden hazır. Darısı olan-olmayan diğer bakanlıkların başına.