Neyse ki Ayasofya meselesine, içeride fazla çatlak ses çıkmadı. Sadece... Ufak tefek...
- Ayasofya karın doyurmaz / Ayasofya, mutfaktaki yangını söndürmez / Ayasofya, işsizliği gidermez gibi herkesin bildiği, klişe cümleler duyduk...
O kadar...
Yâni, din üzerinden bir tartışma yok. İsabet... En sert laf, belki şudur:
- Ayasofya, bu iktidarı kurtarmaya yetmez. Eh, olacak o kadar.
Duyduğum yegâne değişik cümle, iddialı ve donanımlı bir gazeteci arkadaştan geldi: Dedi ki: (mealen)
- Ayasofya,
1994’ten beri ibadete zaten açıktı. Ezan (1994’ten beri) zaten okunuyordu.
İçeride zaten namaz kılınıyordu. İçeride Diyanet’in personeli zaten vardı.
Yani neyin açılışı bu?.. Şaşırdık kaldık. Hatta arkadaş bir de video kullandı:
- Ezan sesi. Nedir bu? Doğru mu bu?
........
Kayda değer bulduğum için sormadan geçemedim. Bir yetkili - tesadüfen yazımı okur da - beni aydınlatırsa sevinirim. Geçelim.
Şimdi 24 Temmuz’da resmi açılış var.
Davetli usulü mü, camiye davet gerekir mi, yoksa giriş serbest mi, protokol uygulanacak mı, bunları bilmiyorum.
Ama parti liderlerinin katılıp katılmayacağını çok merak ediyorum.
Acaba diyorum birbirinden nefret eden siyasetçiler, o gün bâri orada, bir gönül köprüsü kurup, bir taze başlangıç yapamazlar mı? Hiç değilse, İslamiyetin gereği kadarını...