● Tunç Soyer değil de o sözleri Mansur Yavaş söyleseydi, kimse mesele yapmayacaktı. Her neyse. Soyer “öyle demek istemediyse bile” HDP’li belediyelere yeni bir ufuk açmıştır, fena mı?
● Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar... Bundan tam 50 yıl evvel Yargıtay yürüyüşü olmuştu. Hızımızı alamadık, o günden beri bütün hatlarımızla, bütün meslek kuruluşlarımızla yürüyoruz hâlâ. -Yollar yürümekle aşınmaz. Ayrıca da... Allah bize yürü ya kulum dedi.
● Üniversite sınavlarına girecek olan öğrencilere not: -Sınava Allah aşkına vaktinde gelin. Ama kimliğini yine evde unutacak olanlar, hiç gelmeseler de olur.
● Belgrad Ormanı’nın halini gördünüz mü? Çöplüğe dönmüştü. Ayrıca, çevre yollarının sağlı sollu yamaçları da yine piknikçilerin atıklarıyla dolup taştı. Biz virüsle savaşıyoruz, öyle mi? Yahu temizlik sıfırsa, maske ve mesafe neye yarar? Zaten doktor dedi ki: Ne yersen ye.
● Bir yandan da... Felaketler arka arkaya. Sel, yangın, çığ, deprem, heyelan, salgın hastalık... Hepsi birden sökün etti. İtikadı olanlar birinin ayağı bize uğursuz geldi diyor ama kimin ayağıdır bilemiyorlar. Yani aradığımız siyasi ayak’tan daha meçhul bir ayak bu.