“Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin, var mısın?” diyerek Özal ve Demirel tam 5 yıl tartıştılar. Hem de ne tartışma... Birbirlerini epey kırdılar. Sonra ne oldu? Hiç... Yapamadılar. Sistem değiştirmek kolay değildir. Nitekim bugünkü Hükümet Etme Biçimi’ne geçmek de kolay olmadı. Yıllarca tartıştığımızı unutmayın. Hâlâ da tartışıyoruz.
Şimdi muhalif partiler “Parlamenter Sistem’e dönelim” diyorlar. İyi de nasıl dönelim? Bugün düğmeye bassak, kaç yıl sürer? Kaç seçim kaç referandum gerekir? O vakte kadar liderler kaç yaşına gelir? Dönelim demek kolay. Ama mutabakat sağlanamıyorsa nasıl döneceksiniz?
Eğer dönebilecekseniz dönün. Dönemiyorsanız, Başkanlık Sistemi’nin kusurlarını bari düzeltmeye çalışın. Düzen değişikliğinden gayrı, bir de düzene çekidüzen diye bir yol vardır ki, güzel bir alternatiftir, unutmayın. Enerjinizi heba etmeyin. Bir dakika Prof. Kaboğlu, “Topkapı Sarayı, hatta Sultanahmet Camisi de müzeye dönüşmelidir” diyor.
Gerekçe de şu: “Bunlar kendimize özgü şeyler değil, insanlığın ortak malı, ortak mirası.” Vallaha bunu bir Avrupalı bile söylemez ama ne yapalım, hoca kendini bu kadar yabancı hissediyorsa, Genel Başkanı keşke 3. Ahmet Çeşmesi’ni hiç açmasaydı bari... Yazık oldu akan suya. ...... Bence Akaretler’i de söküp götürüp Atina’ya monte etmeli. Müsaade buyursalar da hiç değilse Valideçeşme bizde kalsa yahu...