Rauf TamerKüçük bir nabız

HABERİ PAYLAŞ

Küçük bir nabız

Kalabalık bir aile meclisindeydik. Birisi ortaya bir sual attı:

- Kılıçdaroğlu’nu mu tercih edersiniz yoksa Akşener’i mi? Hep bir ağızdan cevap verdiler:

- Yüz kere Akşener’i, yüz kere.

Sonra bir sual daha attı ortaya:

- Babacan’a mı güvenirsiniz yoksa Davutoğlu’na mı? Yine hiç düşünmeden ve hep bir ağızdan cevap verdiler:

- Yüz kere Davutoğlu’na.

Ardından bir sual daha:

- Peki, sizce Mansur Yavaş mı yoksa İmamoğlu mu? Buna topluca itiraz geldi. Dediler ki:

- Çatı adaylığı için mi soruyorsun yoksa Belediye Başkanlığı’ndaki performansları için mi? Soruyu soran zat, işin içinden çıkamadı. Bir süre gürültü patırtı oldu, sonra o soru iptal edildi.

Haberin Devamı

En zor soru şuydu:

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi mi yoksa Başbakanlık Sistemi mi? Bu defa daha şiddetli bir itiraz geldi. Dediler ki:

- Gizli oylama yapalım.

Tamam... Anlaşılmıştır. Tıpkı araştırmacı şirketlerin anketlerinde olduğu gibi, bunlar kararsız denen ama aslında kesin kararlı gruba mensup kişiler... Sadece konuya komşuya deşifre olmak istemiyorlar. Çünkü bu sorunun ruhu tabii ki şuydu:

- Erdoğan’a evet mi hayır mı? Buyurun bakalım.

Açık oylama isteyenler de vardı. Elbette...

- Muhalif olanlar niye çekinsinler? Bilâkis... Avaz avaz bağırırlar. Nitekim her gün her yerde bağırmıyorlar mı?

NOT: Ali Babacan’a sorarsanız, bu ekonomik model 70’li yıllarda da uygulanmış, demode bir model. Yahu o tarihlerde Babacan daha çocuktu, belki daha bebekti. Bunları bilmez. Ama o yıllar üstünüzde 5 dolar bile bulundurmanın suç olduğunu, büyüyüp adam olunca duymuş ve öğrenmiştir herhalde. Bugün neremiz benziyor 70’li yıllara?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder