Giriş
Belli ki Trump, şunu bilmiyor:
- Kürt başka, PKK başka. Bilmediği gibi, Türklerle Kürtleri “ezeli düşman” zannediyor. Uyduruk bir tarihçi ona öyle söylemiş.
“Bunlar yüzyıllardır çarpışıyorlar” demiş. Tam tersi...
Yüzyıllardır Türklerle Kürtler kolkola, omuz omuza, canciğer, dost olarak yaşıyor.
Birçoğu akraba bile olmuş, kız alıp vermiş.
Kürtlerin bir bölümü, siyasete girmiş, milletvekili olmuş, meclis başkanlığı yapmış, cumhurbaşkanlığına bile yükselmiş.
Bir başka bölümü, iş hayatına girmiş, büyük patron olmuş, yanında yüzlerce Türk çalışıyor. Sanatçı Kürtler var.
Her biri bu ülkenin sevgilisi haline gelmiş. Futbolcu Kürtler yetişmiş, milli takıma kadar yükselip yıldızlaşmış.
Hangi birini sayayım? Kürt yazarlar, gazeteciler var. Her biri mükemmel...
Kürt hukukçular, Kürt mühendisler mimarlar... Hepsi de başarılı.
Trump, bunları bilmeyebilir. Ama öğrenmesi lazım:
- Kürt başka, PKK başka. Dün çıkmış diyor ki: - Telefonda sık sık Türklerle de konuşuyorum, Kürtlerle de. Kürtlerle mi? Hangi Kürtlerle?
Bir tanesinin ismini söylesin... Söyleyemez.
Çünkü Kürtlerle değil, PKK’lılarla konuşuyor o... Ve ne yazık, PKK’yı Kürtlerin temsilcisi zannediyor.
Oysa PKK’nın içinde her milletten militan var.
Kürt unsuru ise, zorla dağa kaçırılan gençlerden ibaret... Anneleri de işte evlat nöbetinde...
Bizi işgalci gören Avrupalıya gelince... O daha da hazin.
Kimi cehaletten, kimi de kasden... PKK diyeceği yerde Kürt diyor.
Kürt diyecekken PKK diyor: Maksat belli. Dünya kurulduğundan beri böyle bir zavallılık görülmemiştir. Muasır Medeniyet’in haline bakın.
Not: Barış Pınarı Harekâtında... Trump için üç seçenek varmış. Sıkı durun.
1) Asker göndermek. (Kime karşı)
2) Yaptırım. (Kime karşı)
3) Arabuluculuk. (Kimle kimin arası) Bari dördüncüsünü ben söyleyeyim:
4) YPG’yi NATO’ya almak.
(En dürüstçesi)
