İlahi Salih Müslim. Sen kırmızı halı’dan çıkıp kırmızı bülten’e mi geçtin?
Önemli değil... Böylesi daha itibar getirir sana... Bak, Prag’daki mahkeme kaç dakika sürdü? Anne adın, baba adın, doğum yerin..? İşte o kadar, bitti... “Avrupa Topraklarını terk etmeme” kaydıyla serbestsin. Zaten ne işin var Afrin’de? Sen Avrupa’ya layıksın. Avrupa’ya lazımsın. Orada kal.
Hem de mahkeme zoruyla...
Öf, ne ağır ceza.
★
Bir dakika... Abdullah Öcalan’ı, paketleyip bize niye verdiler, hâlâ anlayabilmiş değilim.
O da Müslim gibi Avrupa topraklarında yaşamaya mahkûm edilebilirdi. Biraz ağır ceza olabilirdi ama Kopenhag kriterlerine pekala uygundu.
Şimdi ne oldu?
Müslim Avrupa’da, onu YPG’ye tayin eden Öcalan ise İmralı’da.
Adalet mi bu?
★
Müslim, Prag’da yakalanınca. Ne yakalanması yahu?
Gözaltı’na alınınca, biz de bir sevinç:
- PYD’nin morali yıkılmıştır.
Olur mu? 5 dakikada serbest bıraktılar ki, PYD’nin morali yükselsin diye. Bu arada Türkiye’nin gönlünü de hoş ettiler. İstihbaratımızı güya değerlendirip, adama kelepçeyi taktılar.
Sonrası malûm:
- Bizde yargı var dediler.
En sevdiğim laf:
Bizde yargı var.
Hak, hukuk, adalet...
Ve de insaniyet.
★
Bu kavramların alâsı Birleşmiş Milletler’de var. Siz ne diyorsunuz? Suriye’de kimsenin aldırmadığı bir ateşkes ilan ettiler ki, sonunda dönüp dolaşıp sadece Afrin’e uygulasınlar diye. Afrin olmazsa, Afrin sonrasına.
Aklınızda bulunsun.
Celal Şahin
Sanatı, iyi vatandaşlık dersi olarak sahnelere taşıyan, sesle çizgiler üstadıydı. Nazik, utangaç, sıkılgan bir insan olmasına rağmen, bu dersi bize hep mizah yoluyla sundu, hem eğlendirdi hem eğitti.
Bir terbiye anıtıdır o.
Ailesinin ve memleketimin başı sağolsun.
Nur içinde yatsın.
28 Şubat 2018, Çarşamba 05:00
Haberin Devamı