Giriş
Felâketler insanlığın yakasını bırakmıyor. Kanlı darbeler, işgaller, doğal afetler, açlık ve sefalet hiç eksik olmadığı gibi, bu defa bir de koronavirüs salgını kırdı geçirdi kâinatı.
O yetmedi, şimdi de 3’üncü Dünya Savaşı korkusu sardı dört bir yanımızı.
İnsanları tehdit eden bu tehlikenin kaynağı nedir? Yine insanlardır. Doğal afetler hariç, bütün felâketler hep insanların başının altından çıkıyor.
Hitler de bir insandı. Stalin de bir insandı... Atom bombasının mucidi neydi ki? O da bir insandı. Düğmeye basan pilot da öyleydi:
İnsan, insan... Bir kedi, bunu becerebilir miydi?
Bir sürü işgal ve istila gördük ama Saddam’ın ülkesine tek kurşun bile atmadan giren “yabancı kuvvetler” hiç gözümün önünden gitmiyor.
“Kimyasal silah var” yalanıyla nasıl işgal etmişlerdi Bağdat’ı? Al sana insan.
Buna mukabil, “kimyasal silah kullandığını bile bile” Esad’a göz yuman kimdi? O da insan.
Geçen akşam, Joe Biden’ı dinlerken, bunları düşündüm. Ne yapayım? Ben de bir insanım.
- Bütün kalbimle Ukrayna’nın yanındayım. Fakat Rusya’ya yaptırım kararları alan şu Amerika’ya bakar mısınız? En büyük işgalci odur...
Hem de ta okyanus ötesinden gelip, yıllarca nerelere çökmüştür... Bütün dünya elbet Rusya’yı kınasın ama Amerika hangi yüzle kınıyor?
Hay Allah.
Nerede o tencere?
Niye dibi kara?
Niye öbürü daha kara?
