Giriş
Trump, telefonda SDG Başkomutanı olan generalle sık sık konuşuyor. Bakar mısınız? Adam hem terörist, hem general. Yok artık. Belki de Mareşal’dir. Ama Trump’ın arkadaşı mıdır yoksa mevkidaşı mı?
Prof. Hasan Köni’nin tabiriyle 1-0 öndeyiz. Lakin 13 Kasım’da Washington’a deplasmana gidiyoruz, aman dikkat. Bitti zannederken maçın uzatma dakikaları çok tehlikelidir.
Süre bu akşam saat 22’de bitiyor. Teröristler çekilecekler ama kuzu kuzu çekileceklerini zannetmem. Kimbilir ne tuzaklar kurup öyle gidecekler.
.........
En mühimi: O kadar uzun ve muntazam tüneller nasıl kazıldı? Hangi amaçla kazıldı? Bunu en iyi Fransızlar bilirler. Çünkü Fransızlar inşa ettiler... Onlar yine suçüstü yakalanmanın rahatsızlığı içinde kıvranıyorlar.
“Esad’la konuşalım, Esad’la ille konuşalım” diye koro halinde bağırıyoruz ya... Sebebi var:
Sonunda konuşursak “hani konuşmayacaktık” diye teneke çalacağız. Nasıl taktik ama? Yu tutarsa.
Yeri gelmişken... Ahmet Davutoğlu’na bu kadar da haksızlık yapmayalım. Suriye’yi bataklık haline Davutoğlu mu getirdi?
Kutuplaşmada bir “asker selamı” eksikti, o da geldi. Asker selamı verenler bizimkiler, başıyla selam verenler ötekiler. Olsun. Bu bile kazançtır. Hiç değilse selamlaşıyoruz.
