Of ki of. Biz onu savunma için aldık, o başımıza dert oldu.
Ama ne olursa olsun. Bu saatten sonra...
ABD’ye peki efendim deyip onu hangara çekersek, onurumuz kırılır. Zaten ABD, sırf onurumuz kırılsın diye böyle yapıyor.
Burnumuzu sürtmek istiyor. Çünkü Türkler için onur ne demektir bilmiyor. Bilseydi, boşuna ısrar etmez, S-400 meselesini bu noktaya getirmezdi.
............
Ne yapalım? Bir millet için onurun ne demek olduğunu ABD’ye değilse bile dünyaya öğretmeye en azından hatırlatmaya mecburuz.
Esasen yaptırım da neymiş? Bir icat mı? Yeni bir buluş mu? Ne münasebet. Gerek Amerika, gerek Avrupa bize 60 yıldır zaten yaptırım uyguluyor. Daha ne kaldı ki geriye? Vız gelir. Biz, içimizdeki yaptırımlara ve yaptırımcılara bile bağışıklık kazanmış bir milletiz.
Soylu’ya dair
Meclis’te yaptığı o müthiş konuşmadan sonra, milletin artık HDP’ye söyleyecek lafı kalmadı, oh...
Ne varsa Süleyman Soylu hepsini söyledi. Öyle ki, HDP, şimdiye kadar Kandil’den bile böyle bir azar işitmemiştir. Azar diyorum. Siz ne derseniz deyin.
Kurum’a dair
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da yürekten konuştu. HDP’ye “Sizin çevreciliğinizi, dünya mirası Sur’un sokaklarında yakıp yıktığınız tarihi eserlerde gördük” deyince çömlek patladı.
............
Oturumun tamamını takip edemedim ama kulak misafiri olduğum kadarıyla söyleyeyim: Mustafa Varank da çok formdaydı.